Hissizleşmek soğuk kış günü
Ağır yorganın altında
Can çekişen zihni
Zehirleyen düşünceler
Kalbe saplanan bir hançerle
Yıkılıyor taze düşler
Ruhuma bir mutluluk ansızın nüzul etmiş,
Mutluluğun adı, gözlerinin rengiymiş.
Ne efsunkardır gözlerinin rengi, sinemi fethetmiş.
En güzel özgürlük demek, sana teslimiyetmiş.
Gözlerinin rengi boyam olsun, kirpiklerin fırça
Yine giriverdin düşlerime
Gözlerimin içine gülüyordun
Yan yana yürüyorduk okul bahçesinde
Kadere meydan okurmuş gibi.
Gökyüzü kıskanıyordu güzelliğini
Çiçekler eğiliyordu karşında
Kapıdan çıkıyorum, dışarıdayım
Bir iki adım atıyorum
Karşıma insanlar çıkıyor
Hepsi bana yabancı
Bir o kadar da tanıdık
Herkesi sana benzetiyorum
Aşkmış beni kül eden, yanıp tutuşturan
Aşkmış insanı körleştiren ve sağırlaştıran.
Sevmeyi bahşetmiş insana ulu Yaradan,
Sevilmek en çok gözlerine yakışır.
Tasvir edilemez bir nimettir seni sevmek
İsyan ediyorum bu çağa
Tüm benliğimle nefret ediyorum
Gökyüzünün rengi mavi değil
Yeryüzü kana boyanmış.
İsyan ediyorum bu çağa
Bir kasım ayında kümelenmiş yapraklar
Bağrını açmış taştan bağırlı kaldırımlar
Çocuklar basıyor hiç aldırmadan neşeli seslerle
Bir yabancı yürüyor kaldırımda hüzünlerle
Çocukları izliyor sessizce taa uzaklardan
Yapraklar ezildikçe bir sızı inliyor bağrından
Bir ulu kam rüyama girdi
Omuzlarımdan tuttu, nasihat etti:
Bozkurt yarenlik edecek sana
Yolun açık olsun, dedi.
Düştüm bozkurtun peşine
Ne ilginçtir hayat denilen şu sahne
1934 doğumlu koca çınar
Bugün devrildi
yere
Yoksulu yetimi doyurdu
Çok küçüktüm, kundağa koymuştu annem beni
Ninniler söylerdi bana usul usul
Peki neden taştan yatağa koydunuz şimdi?
Neden fatiha okuyorsun anne?
Babam söylemişti ya




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!