Uzanır en fazla baykuşun konduğu uca kadar,
Çatıların altına, dalların uçlarına veya verandalara.
Anlamsızlık hiç bitmeyen bir eziyet ve yoksunluk yükü olsa da,
Bir damlanın içini suya dökmesi gibi,
Ölümlüdür baykuşlar da,
Hüzünlü yolculuklardaki yolcuya.
Veda ediyorsa bir insan,
Bilmeden müjdeyi ve üzüntüyü,
Tam bir sefahatin bilinmeyen yabancısı,
Adres soran bir mektup gibi.
Gitmekle kalmak arasındaki eşikten ve avludan,
Her nedense sorularıyla kendi haberini kendi halkına ulaştıran,
O oldu, bu oldu,
Gördü dağları, dünyayı, ayı,
Gezdi çiçekleri, yeşillikleri, üzüm bağlarını.
Terzinin kumaşı,
Ayakkabıcının yolu, usulü,
Kuyumcunun yolu, yalancısı,
Ölçüsü, tartısı, ayar ve düzeni.
İşte böyle oldu, işte böyle öldü,
Sonunda bütün ünvanlarını bıraktı mezara,
Hepsini tek bir nefesle, tek bir kelimeyle,
Söyledi ve gitti.
Ve kaybolmuş kayıplarda,
İnancını ve güvenini yenileyerek,
Cenaze odasındaki son sözüne kadar,
Sessizlikten bahseden öğüt ve ikazlarla.
Kaçıp göçmek dünyadan,
Bulmak soğuk bedenini yalnız bir yerde,
Belki kuru bir ağacın gölgesinde,
Belki de evsizlerin son çaresi çardak yıkıntıları arasında.
Bitti işi rahmetlinin,
Cansız bir halde harabeye döndü,
Başım, başım düştü.
Kayıt Tarihi : 27.8.2024 17:47:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Kasım Kobakçı](https://www.antoloji.com/i/siir/2024/08/27/basim-basim-dustu.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!