Hangi korkak gülüşlere sakladık geçmişimizi?
Geleceğimizi kimlere teslim ettik?
Özgürlüğümüzü hangi hoyrat ellere bıraktık?
Sevgi uğruna kendimizi kimlere kullandırdık?
Ruhlarımız renksiz hayaletler artık…
Karmaşıklıkların içinde batan bir gemiydi düşünceler,
Martı dalışları gibi saplanıyordu dibe,
Okyanuslardan daha büyüktü kelimeler,
Hızla anlamsızlıklar anlamlarının keyfine varıyordu.
Bu dudaklarındaki kan kırmızısı,
Fahişenin küstah gülüşü,
Sebeplerin sonuçlarla kavga ettiği bir yaşamdır hayat,
Bir teröristin göğsündeki gizlediği kurşun olur sebep,
Sonucu gider vurur…
İşte o an çıkagelir bir gurur…
Sonuç beklenilen bir yolcu değilse,
Sürpriz yapmışsa sebebe,
Şimdi Garip bir anıdolaşıyor aklımda,
Lunaparkı uzaktan izleyen iki kadındık aslında...
Ben ne kadar çocuksam,
Aynaya baktığın yüzün eskimiş ise
Çıkar cebinden bir bilye,
Fırlat gerinerek gökyüzüne…
Nasılsa bir yerlerde unuttun çocukluğunu,
Özgür bıraksana artık ruhunu…
Dolaşsın sabahlara kadar çocukluğun,
Tükürüyorum suratına şimdi,
Öpüştüğüm gecenin,
Seni alnından öptüğü için demin…
Gözlerini rüyalara kapattığında,
Saat ‘tik tak’ları daha küstah,
Dedim de sen geldin aklıma,
Karanlık korkağı çocuklar yetiştirdik,
Yüreklerimizin derinliklerinde…
Sakladık onları hiç çıkmamacasına,
Bir gün dönmek isteyeceğimizi bilemedik…
Dondurma ve şeker arsızıydı bizim çocuklarımız,
Bir şarkının tam ortasında, en güzel yerinde durmaktı,
Çalı gibi kirpikleri vardı, arıların yaptığı gözlerini gölgeleyen,
Cehennemin dibinde,
Gözlerini gözlerimde kaybet!
Korkma!
Saklanbaç oynatmayacağım sana.
Çok birşey istemiyorum sevgili...
Gözlerime koş,
Mrb başak nasılsın? Beni hatirladinmi bilmem.. ben ümit keskin.
Arkadaş şu mesajı 25 dakikada yazdım. Sen 2 saniyede okuyacan.