Belgisiz zamanlarda
di'li geçmiş hayatlar yaşamışız
küçük ünlü uyumuna uymayan,
hayat içinde
ne özne
ne fiil olmuşuz.
Ne sayfalar dolusu şiirler yeter
sevdamı anlatmaya
ne köpek öldüren şarabının
boş şişeleri
ne de ellerimi baldırlarımın arasına sokup
sıkıntılı uykulara daldığım
Güzel günler yaşamamıştık
maziden bir şeyi de özlemiyorduk
ne arkamızda güzel anılar
ne önümüzde mutlu yarınlar vardı
hiçbir şeyi taşımamıştık bugüne.
Bir gülüşün içindi bu aştığım yollar
bir çift sütbeyaz sözün için...
---------- ---------- ---------
---------- -------- -------
Durur mu hala
eski evimizin önündeki direkler
asılır mı damlara kurusun diye elbiseler
kaçışır mı kuşlar ufuklara gün batınca
ve durulur mu acılar
otuzumu devirince.
yeraltında olsa olmaz mıydı?
seksenlerde elektrik direkleri
boynu bükük
gözü yaşlı büyümezdi
Hanifi'nin yetimleri...
Tek gözlü, boyasız, badanasız, sıvasız bir odada
kırışmış, nemlenmiş, küflü çarşaflarda
apış arası ter kokan fahişe
sevinir,
göbekli kel müşterisini uğurlarken
yavrusuna süt parası çıkardığı için...
Geçerken uğradın
ayaküstü bir sevdadan ibaretti aşkın
ılık bir hazan akşamında
gönlümün sarhoşluğuna veda ettin,
bana değil.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!