doğduğum şehrin yağmurlarıyla aramda bir bağ vardır, bu şehrin ise rüzgarlarıyla; babam bana şair olduğum evi alırken, yani kozamı sararken, başarılı bir diplomat olacağım günleri düşlemişti; oysa ben rüzgar zamanları, açıp bütün pencereleri ve bahçeye açılan kapıyı; şiir yazdım; şimdi yazgımın benim için diktiği bu kefene ne hakla itiraz edebilirim...
http://kitap.antoloji.com/gel-ve-hukum-sur-kitabi/
gel ve hüküm sür
mülkündür yoksulluğum
kuşları olmayan ülke
nehri olmayan ormanlar
mülkündür
adımımla başlayan topraklar
ölüm
sinsi, küçük kuşu yazgının
mavi bir salınımla
sökülür olduğu yerden
sökülür kalbin nakışından
hep ölmek değildir ölmek
uyandım
içimde üç başlı bir ejder
düşümde kör bir kahin
habire kazıyor bir kuyuyu
evrenin içine doğru
habire toprak
ve yaprak
kendi yasasını yazdı
ağaca ve güneşe değil
rüzgara kıpırdayacaktı...
içimden bir sesin
beni çağırdığı doğru
bir zarif
bir ince karanlığa doğru
saçlarını aç
tara doğan güne doğru
yaşamında
bir kere söylenmiş
bile olsa aşk
içinde bir fısıltıyla
ömrünce yankılanır
ki der balıktım
düş koydum düş içine
ve bir bardağın içine
ilk sevdamdan kalan
. bir bahar dalı
diğerinden kalan kehribarı
bağışlanmış körlük
tek körlüktür aslında
babasıyla kızı arasında
eski bir düello
kız bir sıfır önde
nasıl derler
sayrıl bir kundak imi
yatağı değişmiş nehir gibi
hani yırtılmıştı işlediğin nakış
ipliğin sol yanından
özgül ağırlığından karanlığın
bırak
başka hiçbir yöne benzemesin
yüzün
insan doğudur
gün içinde en az üç kere
kendi içinde doğrulur
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!