doğurdum ben
ince bir şiirden onu
bitimsiz bir şehvetle
kimse incitmeden
dokunamaz tenine
her sabah uyanır
kendi aldanışını saklıyor
sevdiğim mayıs düşleri
ve mayıs düşlerinin adı
yokluğunun kenar süsleri...
gözlerine düşler süren her kadın
özünde ırmaklar var senin
küçük tanrısı sevmenin
sere serpe bir ölüm tasasız
görmenin tanrısı sensin
kemerli köprüler ruhun senin
______________________dixi et salvavi, animam meam...*
ben
yorgun bir erkeğin iç huzuru
uykuda bir usun semirmiş özlemi
ve kendi babasının iç karanlığı
ve kendi annesinin açık utancı
kımıldadın
kesti parmakların
yandı içimde bin aynayla
tekrarlanmış bir kadın...
bir gün biri demişti
kara delikler yalnızlıktan böyledir
oysa yalnızlıktan insan
bir tek kendini yutmayı isteyebilir…
fakat ölüm
küçük ayak parmaklarıdır tanrının
ve tersine döndürür gibi zamanı
ve yanlış yapar gibi doğru olanı
insan tanrıyı ayak parmaklarından
ömrüm
bir otuz yıl
parmak hesabı bir buçuk insan
ne yaptın deseler
ölüversem tam şu an
ne yaptın
biz senin ellerinle
küçük ırmakları yazdık
ırmaklara serpilmiş kayaları yazdık
senin dudaklarınla
kurumuş yaprakları suladık
suskunluğuna titreyen bir ömrün
insan ömrü ters akan bir nehir
arada bir pişman olması da gerekir
kaldırıp başını
çiçeklerini sulamaktan
kaldırıp başını çocukları okşamaktan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!