LÂ GÂLİBE İLLALLAH (*)
Kilis'in güneşi Haleb'e çalar.
Hocanın dersinden talebe çalar.
Yelelerden aşağı,
Sırtlar tutmaz kaşağı.
Aldatılan saldırır,
Hatta geçer vaşağı.
Her güzel gire gire
İyiyi kötü bozar
Pürüzü ütü bozar
Mayasız yoğurt olmaz
Maya var sütü bozar...
Aktarılan kadar biliriz gaybı,
Hakikat aynası sistir, dumandır.
Habire çoğalır görüntü kaybı,
Ahmak, perdelerden hayır umandır.
Hacı Bayram gibi müridi kesme (!)
Ceddini unutan bir nesil için
Torunlar, ''şüphesiz, atamız! ...'' der mi?
(Hakkını savaşsız nasıl devrettin?
Mirastır gömülü baltamız! ...) der mi?
Dökmüşüz pürüzsüz kalıp üstüne
Aleme ibretle baksın gözümüz
Gelin tereciler, şiir yazalım! ...
Rabbin ayetine ayna özümüz,
İşte töreciler, şiir yazalım! ...
Belki delikanlı, belki bir kızsın,
Çok söz de, özlü söz de ifadeyi saptırır,
Şair kişi kendini bu gidişe kaptırır.
Duygu gibi kabarır mana yüklü dalgalar,
Şiir odur ki yalnız en güzele taptırır.
Sensin kabul eden gamdan mirası,
Cennetlik yerlerde adres sorası.
Yine kanat çırpıp uçma sırası,
Kuzeyden Kıbleye es deli gönül.
Varken sende bunca hevesle heva
Çok dertler yükledin narin kafana
Dayanamaz oldun kendi cefana
Güzel unutulmaz, kim çirkef ana?
Olsaydın ya adil mir deli gönül! ...
Küpüne zarardı o keskin sirken
Şimdi vakit geçti, söz de değişti;
Hani yaşanacak yıllarım benim?
Ateşi harladık, köz de değişti,
Boşluğa uzanır kollarım benim…
Neler çektim, neler yılın güzünden!




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!