Deli gönül efkar yüklü, bunlusun,
Karadeniz deyip düşe dal da gel! .
Kaçkarda çobansın, ak koyunlusun,
Kiraz ol, dudakta, yeşil dalda gel! .
Şimdi reyhan gibi kokar çiçeği.
Bu cennet vatanda ezân dinmesin
Muhammed aşkına, Allah aşkına!
Semamızdan nazlı hilâl inmesin
Muhammed aşkına, Allah aşkına!
Belirlensin Kızılelma erekler
Naatsız divan yok, şairler bende'n,
Seni nasıl etsek beyan, Efendim?
Umulmaz ustalık, bu bapta benden,
Edelim sırları ayan, Efendim.
Acizin belagat gelmez elinden.
Gerçeği unutup hayal kuralım,
Tohumlar, çiçekler, dallar nafile...
İşte benim geçer hayat kuralım:
Harama ekilen döller nafile! ...
Sürüye yol arar iz bilmez çoban,
Güzel, moda diye koku sürünmez,
El zevki şallara, dona bürünmez.
Böylesi gözüme güzel görünmez,
Maviler, yeşiller, allar nafile.
Kader, beyaz kağıt, silinemez ki...
Kişi diliyorsa yola koyulur,
Onulmaz bir derde düçar da gider!
Çetin yolculuğa mola koyulur,
Yorgunluk kahvesi içer de gider!
Tattım belasından doksan, yüzünü,
Öteki bilmedik ‘'yaban''dan başka;
Farklılıklarımız, zenginliğimiz!
Her coşan söylüyor gelince aşka:
Farklılıklarımız, zenginliğimiz...
Paydamız bir iken pay buldu kırkı,
Obama…
Obama da obama…
Obama hey, Obama!
Kurt dadanmış obama.
El bana yol gösterir;
Oba, benim obam, a! ...
Yunus yönüm Yavuz yanımı geçmiş,
Öfkemi masatta bilemiyorum.
Bir bütün; gelecek, yaşanan, geçmiş
Diyerek zamanı dilemiyorum.
Yüksekte yer arar gönlümün kuşu,
OĞUL HEY!
Hakikatı anla oğul,
Antep gibi, Maraş gibi.
Yoksa sürgün karda boğul
Yakut gibi, Çuvaş gibi.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!