Yedi cet kavgaya tutuşmuş,
Anlamsızlığın kıyısındayım
Asırlar geçmiş üstünden toprağın
Parça parça dökülürken suya
İçinden yağlı tuğladan kök boyalı çanaklar
Hükmünü yitirmiş paralar ve
Gece suskun
Az sonra açacak
Karanlık ve bir o kadar iğrenç yüzünü
Ben ise,ıssız
Uçsuz bucaksız bir rüyada olacağım
Ki,beni tedirgin kılacak
Yağmurdum,
Bir tel uğultu ile ezgiler oluşturdu
Kuşlar dizildi gökyüzüne
Çalıntı,sevimsiz
Yüzünde güneş ışıltısı
Biraz daha diner oldum
Pepuk kuşu herkese ağıtlar yakmış.Ne derede durabilmiş ne kayada.Gözyaşı ve kan kokmuş heryer.Zaman kavramını soranlara söylemiş herşeyi ağıt ağıt.Zaman kavramı kıyısında Munzur'un.Ceset yığınlarının altında..
Yapma,etme
Zulüm diyemem dilimle
Zulmetme!
Yağmuru son kez yağıyor mevsimin
Rüzgar alımlı,sokak bekri
Eylüller ekimlere gebe,sararmış bir simayla
Galiba
Anlamını yitiriyorum yaşamın.
Yağmurun yağdığını hissetmemek
Yüzüne çarpan damlalara aldırmadan
Duran herşeye inat yürümek
Işıksız
Ve
Hiçbirşeysiz
Mayışmak gibi,alkol kokuyor,
Zifiriye çalan karanlık
İsimler oluşturuyorum
Ünlü ünsüz çatışmalarından
Gökyüzü bomboş
Kağıt,kalem ve sigara dumanında
İlkyardım tatbikatlarının her birinin
Avucunda ölüm olduğunu anlamak kadar
Tentürdiyot ve yara kokulu
Durmadan ağlayan
Acil bir vakaydı.
Günün yorgunluğu sanırım
Bir baktım,uyumuşum
Ömrümün yorgunluğu peki?
Bir baktın
Sonsuz olmuşum...
Kasırgalar anlattı bu sabah
Üzgün bakışlarınla hayata bakmayı,
Sonkez tütsülendi fırın bacaları
Ve fırın camlarına
Oyunlar yazan çocuk
Buğusunda kayboldu ekmeğin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!