sokağına bıraktım keşkelerimi.
gözlerimi
mevsimlerinden sürgünlere gönderdiğin yılın,
hayalimi
sokaktaki çocuklara eğlensinler diye verdiğin ayın,
ismimi
Belki bir gün,
Adını, yaşını, boyunu, kokunu, nereli olduğunu,
Konuştuklarımızı,
Sustuklarımızı,
Kahkahalarımızı,
Kavgalarımızı
sana kurduğum cümlelerin ayakkabıları eskidi.
çırılçıplak kelimeler uzanıyor boylu boyunca yokluğuna,
bir selamınla ört üstünü.
mevsim yaz
üşüyorum.
içim yangın yeriydi.
bir avuç su serpmek varken,
kürekle vurmak da neyin nesiydi?
yangın dindi
lakin
kırık döküğüm şimdi.
Kim varsa seni saraylarda yaşatacağım diyen,
sokaklara attı.
11.9.24
seninle beş yıl önce ilk tanıştığımız gün giydiğim
beyaz gömleğime dökülen kahvenin lekesi hala çıkmadı,
oysa sen nasıl kolay çıktın gittin hayatımdan
susuz! sabunsuz!
4.7.24
her gece farklı bir kahpenin iki bacak arasında mı boşaltıyorsun beni,
yorma!
kandırma kendini.
Eylül 2010
Kim öğretti sana rüzgarın kötülük olsun diye yaprağı savurduğunu?
Belki yaprak hasta, rüzgar da iyileşsin diye oradan oraya taşıyor.
12.11.21
ne zaman kaos olur biliyor musun bu dünyada?
öyle küresel ısınma,
dünyanın ekseninin kayması,
coğrafik savaşlar,
nükleer bomba,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!