hasretinin kırıntıları dökülmüş, günahtır!
topluyorum yüreğimin yerinden seni.
17.3.2010
Ben konuşmadım demiyorum ki senden evvel kimselerle,
Sadece konuşmuşum işte.
Sende muhabbete meşk eyledim.
Dilin dilime hem dem
Kalbin kalbime hem dem
Ve dahi yokluğun varlığıma hem dem.
mecali kalmamışken ruhumun
yüz çevirmişken dünyanın aşk yönünden
ay olup güneş olup senin gökyüzüne teslim olmakmış
süresiz kilit vurduğum yürek sürgülerinin
ardın sıra açılması.
ey gülüşüne ömrümü sunduğum
Ne kadar zaman geçmiş olursa olsun aramızdan
Bir gün belki
Bir ay ya da belki bir ömür
Artık ömür dediğimizde bize biçilen süre her ne kadarsa?.
Bi gün dönüp geldiğinde sevdiğim,
Kendini temize çekip her şeyinden dünyanın,
Kim varsa seni saraylarda yaşatacağım diyen,
sokaklara attı.
11.9.24
seninle beş yıl önce ilk tanıştığımız gün giydiğim
beyaz gömleğime dökülen kahvenin lekesi hala çıkmadı,
oysa sen nasıl kolay çıktın gittin hayatımdan
susuz! sabunsuz!
4.7.24
her gece farklı bir kahpenin iki bacak arasında mı boşaltıyorsun beni,
yorma!
kandırma kendini.
Eylül 2010
Kim öğretti sana rüzgarın kötülük olsun diye yaprağı savurduğunu?
Belki yaprak hasta, rüzgar da iyileşsin diye oradan oraya taşıyor.
12.11.21
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!