Hâlâ tadı dilimdedir şu portakalın
-hani, birlikte soyduğumuz;
-hele kabuğundaki süt, emdiğimiz;
Sevdiğimiz tüm renkler de içinde.
Her bahar aynı çiçektir, açmasını umduğumuz
Zamanı nasıl da yedik o bağda,
hem de bir baş soğan ekmekle!
-ağaç da; aynı ağaç ha! Asma dalı da öyle!
Gezindiğimiz o yer, sevda durağımız
Bilemekte hâlâ yüreklerin içini,
Ham meyvesi bahçede hayatın,
El uzatmanı beklemekte.
Şu gül ağacına bak;
Hadi, eğil çiçeğine de içine çek,
İşte böyle düşer gonca yaprağı, gör!
Bahçe talan, gül kurusu kalır geriye,
Yâr mi? Yalan!
Sevdanın acısı sonradan çıkar hep,
Yani, arıdan bakiye kokuyu almak;
Adamın boynunu nasıl da büker.
Kar suyuna düşersin ayazında bir akşamın
Kuru bir gül dalına kalırsın da, diken batar eline
Bahçenin öldüğü güne lânet edersin
Hasat zamanı da gelip geçer.
Kimse güldüremez yüzünü artık
Keçeye dönmüş çehre, duvar sanki
Dili tutulur adamın, kaşı kara
Yüreği tekler, gül kurusunu görünce;
İpe dizilince solan goncalar,
-hemen anlarsın;
-bahçıvanın işine son verilmiş!
05.10.1999 - 2009 - 2010
Orhan TiryakioğluKayıt Tarihi : 13.1.2008 00:51:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kış gelmek üzere, bahar sıkıntı vermeye başlamıştır. Uzaklara kaçmakta doğa, aşığı geride bırakmaktadır. Saygılarımla.
Keçe olmuştur çehre
Kaşı çatılır
dili tutulur adamın
Yüreği tekler
gül kurusunu görünce
Bahçıvanın işine son verilmiştir
Bahçevanın işine son vermektense ogüzelim bahçe tekrar canlandırılsa idi .
Yüreğinize sağlık.Bahar gidince insan bahçelere bakmak istemiyor.
TÜM YORUMLAR (3)