Baharın saçlarından tutup,
sürüklediler zindanlara.
Vurdular bileklerine,
kara zindanların kara zincirlerini.
Sordularsa da bahara ‘sen kimsin’ diye,
Aldılarsa da, ‘uzun kıştan sonra gelip,
tabiatın beynini uyandıranım’
diye cevaplarını, aldırmadılar.
Aldırmadı bahar da zincirlere.
Aldırmadı zindanlara.
Orada da,
Zincirler arasında,
Kara zindanda da
Pırıl pırıl parlayan güneş gibi
Zindanları aydınlatıp,
Hayat verdi
Renk renk açtı nemli duvarlarda.
Geçmişte doğan güneşi de tutsak almak
Onu da, zincirlere vurmak
isteyenleri biliyordu bahar.
Aldırmıyordu zindanlara,
Aldırmıyordu zincirlere.
Biliyordu ondan korkanların
onu zincirlerle durduramayacağını.
Biliyordu,
Ondan önce de bu zindanları
Yazarlar,
Sanatçılar,
Özgürlük diyenler,
Bağımsızlık diyenler doldurmuştu.
O da biliyordu zindanların
düşüncenin önüne geçemeyeceğini
Biliyordu zamanın zindanları yeneceğini
Biliyordu tabiatın kanunlarını
Anlıyordu elinde zincirlerle
dolaşan zindancıları.
Onlar da emir kuluydu.
Onlar da anlam veremiyordu
‘düşündün’ diye
‘konuştun’ diye zindanlara konulan
özgürlük mahkûmlarına.
Asıl zindanları doldurtan,
Düşünenden, konuşandan korkanlar
Dışarıda kendilerini kandırıp
Olmayan baharı yaşamaya çalışıyorlardı.
Bir gün korkunun da faydası olmadığını anlayacaklar.
Bu halk uyutulup kandırıldığı uykudan elbet uyanacak,
İşte o gün,
Düşünce suç olmaktan çıkıp, halk olacaktır
Halkın yönetimi görevi devralacaktır.
Kayıt Tarihi : 14.5.2007 23:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Şairin FİRARİ YALNIZLIĞIM isimli kitabında yayınlandı
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!