Kara gözler, kara gözler…
Yaktı beni kara gözler.
Gemim yitmiş deryada,
Gece gündüz kara gözler.
Bir bakışın gönül yakar.
Bıktım artık yıllardır bu iti taşlamaktan...
Ne azardan anlıyor ne dayaktan yılıyor.
Komşu ekmek attımı bayılır oynaşmaktan,
Kursağı yal gördükçe paçamıza dalıyor.
Güya bizim köylüler iti dağa azıtmış...
Ey gözü kestanem, ey kaşı karam!
Sevemedin sana yanan gönlümü.
Ruhum peşin sıra yollarda revan,
Aşkınla muhacir ettin ömrümü...
***
Gözünde büyütme hükmü, parayı;
Ben bir güzel gördüm, değer dünyayı...
Tacı, saltanatı, tahtı, sarayı;
Şöhreti, makamı yalan eyledi.
Namertler ömrümden ömür biçerken,
Yerleri gökleri yaratan Tanrı’m!
Çok ağlattın, güldür gayrı yüzümü.
Dert çekmekle geçip, gidiyor ömrüm,
Gamdan çevir, şevke döndür sözümü.
Sen yaktın yakalı aşkın oduyla,
Bunca edepsizlik, nâmerlik varken,
Yazmazsam kanımdan şüphe ederim!
Yüreğim hak diye her gün kanarken,
Sızmazsam kanımdan şüphe ederim!
Duyulmazsa bunca mazlumun âhı,
Kara yazdım…
Adını kara yazdım.
İzin yitmesin diye,
Rengini kara yazdım.
Unutmadım yüzünü,
Türkçüyüm, dost düşman duysun sesimi!
Türkçüyüm, bilsinler katı yasamı.
Kurda itlik eden bana tasa mı?
Keserim neslini, tükenir hükmü,
Yurduma göz diken şu gafil it mi?
Bir yurt hayal ettim: sessiz ve âdil,
Dağlarından çam kokusu aldığım…
Yiğitleri gürbüz, kızları asil,
Seyrederken uzaklara daldığım.
Bu öyle bir yurt ki: Bin yıl geriden,
Bu hanların kapısı ne tuhafmış arkadaş!
Kimler gelip geçti de benim cismim geçmiyor.
Dünyanın düzenini çözsem de yavaş yavaş,
Her haltı seçen aklım bu devrânı seçmiyor.
Çok rastladım gezerken yurttaki makamları,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!