Dargın bana sokak,
Küskündür sana…
Çıkmazına girdim alaşağı,
Yolu bir dirhem yokuşmuş,
Kaldırımlar yıkık,
Taşları kırık.
Uçurtmamı astım
Mavisine gökyüzünün…
Kim bilir belki takılır umutlarım,
Gelir rüzgarla kokun.
En derin mavisine…
İlişir diye kanatlı sevdan..!
Sarsa da telaşı dünya’nın etrafımı,
Döker gelen giden yapraklarımı!
Var iken sen yanımda hep;
Düşer düşer de bilirim yine kalkmasını!
Geçse de ömrümden bir bir seneler,
Basma ayağını dur !
En güzel vatan sana vadettiği Hakk’ın,
Huzur ile avuçların dua’ya açtın.
Sanma ki topraktır bu bastığın,
Koyuyorsan huzurla başına yastığın,
Sana miras yadigar cennet vatanın…
Görünce uzaktan,
Titredi elim ayağım…
Merdiven dayamış gibi göğe,
Çıkacaktı yürek yerinden!
Kalbimin gümbürtüsünü nasıl sayayım?
Zil zurna olmuş,
Bir çığlık arşa çıkar!
Yara çok derin…
Ağır mı ağır bu bedel,
Sağır
Kulaklar da duymaz!
Hepimizi de bir gün yakar.
Hani neredesin bakar da görmez kör insanlık..?
Sadece kendinizi sanırsınız tek üstün mahluk.
Medeniyetinizin olmayan tek dişi de yok artık!
Ermeni’si, Rum’u, Fransız’ı, İngiliz’i,
Budist’i, Amerikan Siyonisti conisi…
Üç maymunu oynar durur batısı bilmem ne si?
Kar yağıyordu…
Pencere kenarına oturmuş hayalim,
Tezek kokusu sobalı evimiz,
Cızırtılı sobanın yanında minnoş kedimiz…
Pamuk gibi dışarısı, hava kar hem zemheri,
Televizyon yok, eski bir radyo,
Nasılda ellerin üşürken üşürüm!
Titrerim baştan aşağı,
Görmese de gözlerim,
Ağlarken…
Gözyaşım seldir bil derim!
Yanarsa canın,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!