Gülşenlerle girdik müphem bir aşkın koluna
Gölgemizin esaretinde tutulduk bir yâra
Geceler indiği vakit
Girdik mülhem bir yola
Bazen güneşle ayın ahengiydi mâtemim
Ah, sevdalım uyusam rüyalar
Uyansam nur yüzün kandırdı beni
Hasretin bağrımı dağladı
Işığı sönmez gözlerin seni bana bağladı
Uğruna gözlerimden kanlar aktı
Bunu duyan çiçekler hüzünle ağladı
Ağlama gönlüm ağlama
Yine kalırsın geceyle yalnız başına
Karanlığın kollarında
Ararsın anıların kapısını
Ah,nerdesin şevketli yürek !
Feryadım vardı mı bargahına
Sarıp sarmalamışken beni kandan gömlek
Gam yemem artık susarım ahıma
Sarıp sarmalar beni ağustos yağmurları
Kalbinin serdarı konuşurken
Hayatın nüshalarında ağyar olma
Yolun zifiri bir tarikken
Feramuş edilmez dünyayı addetme
Can ciğer olma hayatınla
Kim ne bekler ki bu karanlık gecede ?
İçindeki sessizlik yankılanırken şairin kalbinde
Düşünceleri akşam sedasına karışır,
Uzun bir sefere çıkar aşkla yorulmuş zihniyle.
Sokak lambalarıyla aydınlanan yol
Ona umut verir gecenin sonsuzluğunda
ANILAR
Sen gittin senle gitti mutluluklarım
Arkandan ağladı bütün umutlarım
Sen gittin saplandı yüreğime acılar
Geriye kaldı anılar
Kapat eskiye dair ne varsa
Sızlaya,sızlaya kanar,nedeni yarsa
Benim mihnetli gönlüm vardı sana sığınan
Kalbimde küslük itiyatıydı, muteber olmayan
Bilemezsin,öksüz uykularımı
Ağlamak istiyorum bu ahvalde
Kanlar içinde,bir deli fırtınada,
Gecenin altında bir aşık edasıyla,
Haykırmak istiyorum ruhun enkazına.
Koşmak istiyorum ecnebi fıtrata
Yorgun dîvam pervaneydi etrafında
Yaşlı,huysuz gönlüm kulundu nazarımda
Senin için görürdü gözler,düş kurardı zihinler
Yoksun,yoksun;gözlerimdeki şavkta hapsolmuşsun
Bıraktın beni dört çehresi ateşte
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!