Ey sevgili nerdesin tut ellerimi
Dağılsın hüzünlerimiz aşkla yanarken
Gök mü gürledi, duymasın kulaklar
Yanan bedenlerimizin üstüne
Bir rüzgar mı esti zemheri
Bize ne…
Kırmızı başlıklı kız Pinokyo’yla evlenir
Çocukları yedi cüceler doğar
Kurbağa prens derelerde boşuna bekler
Beyaz atlı prensin atının terkisindeki
Pamuk prensesi
Rapunzel’in saçlarına ise yazık olmuştur
Yine yalnızlığın gölgesi çıktı bana kuradan
Hangi yanıma dönsem
.................................... uzar sokaklar boyu,
Gecelere saklansam nafile,
Beni bekler kuytularda sessizce, bilirim
Bir adım atsam sürekli takipte…
hani masum bir esinti çıkmıştı da
pamuk şekerlerim uçmuştu rüzgardan
uzanıp yakalayamamıştım
uzun süre ağlayarak bakmıştım bulutlara
işte o zaman öğrendim gidenlerin asla dönmediğini
ve sevdiklerine ulaşamamanın çaresizliğini
Rüyalar da bulmuşken seni
Neden vakitsiz uyandırır bu saat beni
Uyandırma artık tiktaklarınla,
Seni kurmadım aşksız sabahlara
Gözlerimi açınca ne bulacağım,
Acı bir akreple yelkovandan başka?
Martıların kanadına taktım mutluluğumu
O nereye ben oraya
Dolaştı denizlerce engin engin
Süzülerek bir aşağı bir yukarı
Bembeyazdılar ama kar kadar soğuk
Bulutların üstüne koydum yalnızlığımı
Yükledim gemime yıllarımı, açtım pupa yelken
Masmavi bir boşluğa, umut köpükleriyle.
Neredesin bilmiyorum yar?
Yönüm, rotam alaborina
Bir ayandon eser şimdi kuzeyden soğuk, sert.
Ben ulaşmaya çalıştıkça sana
belki anlatmadım kimseye
senden başka
uçlarda geziyorum
bir adım kadar yakınım
yol ayrımına
Gözyaşlarımdaki tüm yıldızları yıkadım bugün
Tek tek asıp kuruttum
Tüm tutulmuş dilekler akıp gittiler
Yaşanmamış aşkların dehlizlerine
yalnız kalan gölgeler nereye sığınır
kim kabul eder hüznü
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!