Aylin Ayla Selçukoğlu Şiirleri - Şair Ay ...

Sene 1978, Kasım ayının 17. sabahına eşlik etmiş merhaba demeyi henüz öğrenememiş çığlıklarım.Yalnız benim mi? Değil tabi bir de ikizimin.(Tek yumurta ikizim.Öteki yarım,ak papatyasıyım ben onun.O benim küçük annem ben de onun..Ama ben bir de onun kızının ikinci annesi yani Ayloşuyum))
1999 da Fizik öğretmenliğinden mezun oldum.. Ama yapıyor muyum? Hayır…1999 da ilk görev yerim Muş’a sınıf öğretmeni olarak atandım. 2002 de de tayinle memleketime döndüm. O gün bu gündür Huzurkent Latife Hanım İlköğretim Okulu’nda idareciyim derken ...

Aylin Ayla Selçukoğlu

32 kalibrelik namlusunun ucundayım kavuşamadığım İSTANBUL'un
Ben,içerime saldığı sıcaklığı kucaklasın isterim
Avcılar'ın ortasına serilir,ölümü kucaklayan minnacık cesedim
Sebep:
Dünlerin uyanan utangaçlığıyla kendini kör eden suskun Tülû
Güneşin dudaklarını mora boyayan çırılçıplak vedanın isyanı öpüşü

Devamını Oku
Aylin Ayla Selçukoğlu

Ahsen-i Takvim üzere, El Halık tarafından muhabbetullah ile yaratılan bizlere, akl-ı meâd sıfatında hareket etmek yaraşır. Aşkın özü ve esas adresi “şek”siz “şüphe”siz El Azim iken inşallah dâr-ül gurûr da başımız dara düşmeden,kora salan kem libas, soyulur fâni bedenden ve nefsin kontrolü kalmaz bedende…..Gidişat…Yollara vurur kendini fâni beden,toza belenir nasırlı yüreği, yine de muhabbet-i Zâtiyye den kaynaklı olsa gerek alamaz kendini beşer,belki muhâl gördüğünü başarmaya çalışmaktan…..
Dört nala bir gidişat,cesur mu cesur gürleyişiyle Beyt-i Atik’ e,bilerek ehemmiyetini ve can-ı gönülden…Tek, Eş-Şekûr sıfatıyla kendi rızâsı için yapılan iyi işleri, daha ziyadesiyle karşılayan Allah-u Teâlânın,rızasını kazanmak için bunca çaba,öyle değil mi? Yarım kalmışlığına, boşluklara ve imtihanların en koyusuna salınmışlığına inat tin, mevlasına bu yolla sımsıcak salıverecek varlığını-yaratılmışlığını, dönüp apayrı bir gurbetten.Yağmuru ırgalayacak gökyüzü mevsimine göre, yaz çatırağına nisbet ede ede, kendinden metezoru koparırcasına bir damlada veya yüreği birbirinden ziyade coşkun olan mevlama sevgililer, tam tersini sadece tebessümle karşılayacak el-Vedûd için, “O” na daha sıkı sarılmaya bahaneliğine sayacaklar “har”ına dayanılmaz güneş ışığının gözlerine kan-ter içinde düşmesini…..Bir yakan sabahın haylaz ayazına bırakılan kapkaranlık bir serzeniş…Hangi ara,hangi yokluk sancısıyla yazılırsa yazılsın,çizilirse çizilsin gönülden silinmeyecek bir dua….O yollarda olamamanın,o Rah-ı Halık ‘ a kendini vuramamanın verdiği,hala gözbebeklerimde adavetle duran ağ-gızıl acı….İşte Rah’ın haritası….Nokta koyduğumuz yer acıya rabıtayla,Güvenli Belde yani:Karye, Mead, Ümmü’l Kura, Muhrace Sıdk, Basse, Arş,Azrâ…ya da Nâdir….Bir sürü hikmetli ismin yegane sahibi….Sen ne güzel bir kentsin ey Ümmü’r Rahamet; Mescid-i Haram’ı daha doğrusu el- Melik’ in evi’ni kalbinde saklayan ve koruyacak olan sen…..Sana dönecek ve dolanıp varacak cümle Muhlas kul…Cehalet ve sefahatle yahut başka bir kaynaktan beslenen sıfat ile kişi kendini “kesb” den uzaklaştırıp tekfir edilmenin melun kollarına bırakmamak için bi’at edecek kibir urbasından arınan her ölümlü, derken başlayacak El – Muktedir’in izniyle alışaban yakarışlar…..Takdis ve övgüyle tesbih edecek her organ, bilerek ve isteyerek yüce Mabûdunu…..
Yolların ne hükmü olacak, rahmeyleyene ulaşırken? Rikabına varmaya mevlamın, revan yıldızlar da olabilir binek,rişte rişte kalbden sızan gözyaşları da, veyahut düşmanlık: yüce Allahu Teâlâ’ ya adu olana…..Ne mutlu o insana…..Ne mutlu her yolu bilmese de bildiği doğru yolda ilerleyebilene….Dönebilene uçurumun kenarından mevlam kelamı ile….
El- Melik’ in evi:Benine….
A-Beytü’l Mâmûr: Mevlamın izniyle meleklerin inşâ ettiği,tavaf ettiği El- Melik’ in evi
B-İlk insan ilk ev: Hz. Adem (a.s) ın inşa ettiği ev,ilk namaz kılan, ilk insan

Devamını Oku
Aylin Ayla Selçukoğlu

Beni benden çıkarsam
“Sen” kalır geriye
Ve bi’kaç asırdır asılı kaldığım
Bitmek bilmeyen bi’kaç uykusuz gece

E bi de senciliğinde yağmuru koklarsam

Devamını Oku
Aylin Ayla Selçukoğlu

Sen ellerini gönder ve seyret bak
Her zerremde sen açacak
Ben,”SEN” kokacağım
Yürüyecek mutluluk, en kılcallarıma
Silinecek semalarımdan
Alev alev korkular

Devamını Oku
Aylin Ayla Selçukoğlu

Kendimden yola koyulmuşken yaprak bağlamamdan sökülen yeni gençlik yıllarımla beraber, kaçak bene, yepyeni gözlerin ve gözyaşlarının keşfini dahi çok gören nağmeler, susak bir lezzette çığlıklara boğar kanayan diriliğimi. Mimozalar renginde derlenip toplandığım parmak uçlarım. İştiyakle imtihanlara giyinip soyunan mevlam yaveri tenim, Hammurabi mührünü bulmuşcasına inanmıştı/sevinmişti geldiğine. Tırnaklarım parıl parıl pembeleşmişti kansızlıktan bozarmasına inat. Tutunduğum soneler, ağzımdan her çıkan şiire badeler sunar dururdu. Başınabuyruk kalemim, yıllanmış bir öfkeyi uyandırmış meğer, asırlar evvelinceki uykusundan. Karıncalanan eklemlerim pusuya yatırılmış, titremeler öncesinde. Sevabına bulanan bağrım, ellerimden inci tane dökülüyor yapışıp kaldığı gururdan kafes içinde. Yağmurlar soluyor esen bahar yelleri, fırtınalar koptu kopacak düşlerimin gününde/gecesinde. Purçarmış nim bir yürek, atar durur durmaya ramak kalmışcasına, kızıl lime avuç içlerimde…
Epik savruluşlar, vuslata kilitlemez olmuş yangınlara doğan üç harf beş noktayı. Islak bir kabre uzanan tenimden zor/kolay dualar süzülmekte asumana. Bî Çûn ya ki Bî çigûne rabbim, yine de bilirim ki,seninle/benimle. Brehmen yok oluşlar, bende intihara teşebbüste. Aslolan ne,bilir misin? Yok olan benim, benim benliğim! Buğat bile beni ilgilendirmez olmuş gayrı. “Buhl”ile kendimden başkasına vermemekteyim artık, paylaşmam gerekeni. Bana isnat eylediğin umursamazlık ağlatır, yarın hesap soracak olduğum zamanı. Bürûz serzenişim, dalında kuruttu kurutacak alı al goncaları. Günah şarkılara söz olmaya yakın serzenişler…
Varlığınla pürnûr ettiğin masmaviş sevdam, yokluğunda hüzün koridorlarına dokunmakla kalmıyor, onla birlik olup arsız gözyaşlarımı tetikleyerek sırra kadem basıyor, görmüyor musun? Acep çağırsam yitirdiğim bitimsiz yolları, yolcu olur muyum yine gıptayla içimden geçirdiğim divane dünlerime? Eyvahlar, buzul hasretlerle çözülür mü ki bağlamamın üşüyen her bir telinden? Diyeceğim o ki, gulât göz ağrıları, vermesin/çeksin ellerini üzerimden, dualarınla sarmala ki mekr ile narına yandığım sensizlik, bensiz kalakalsın!
Melek-ül Mevt ile selamlaşmadan evvel, tard olunmuş ayrılığa uğrayacağım hiç aklıma gelmemişti lâkin sargılarla bembeyaza belediğim oğul özlemlere, hiç bu denli ser yormamıştım.
Melekem beni her halükarda şükre zorlarken, dişlerim gıcırdamadan dalacağım rüyalara baş kahraman sen, özlemişsin ya beni, “Ben de” diyorum,ekliyorum. Sen benim için hayatsın ve ben hayatı yaşamayı seviyorum.
24.12.2006 Pazar (17.50)

Devamını Oku
Aylin Ayla Selçukoğlu

Gördügüm bahçelerden degil
Yarda kurumaya yüz tutmus
Alabildigince maviye uzanan
Ardi karli daglara yasli
Her biri gönlümden bir parça uçurum çiçekleri
Milenyum taslar mazimi

Devamını Oku
Aylin Ayla Selçukoğlu

Alnı(m) /(n) da şafak söker, değdiğinde sen yanağıma
Çığlık çığlığa gölgen sökülür tenimden
Direnişi bakidir ruhumda çırpınan umutla gururun
Yağmur döver çilek kokan burnumda, saçlarını
Adına çiçek açar, meyveye durur ellerim
Doruklarıma doğar güneş, asil gürleyişinle

Devamını Oku
Aylin Ayla Selçukoğlu

Yaldızlı geceden,altın varaklar
Yalnızken dillenir,dosttan baraklar
Dirilmesin vebal,vurgun ıraklar
Benden ve bedenden,etti gelsene.......

Tir'im yaramdadır,canım yakıyor

Devamını Oku
Aylin Ayla Selçukoğlu

Olmasın dikiş tutmazlık ve soyulan kabuk
O kan ve yara
Olmasın göze batan diken
Sönmüş ışıklar
Kollarım yırtık pırtık
Ellerim kesik,senden soyuk

Devamını Oku
Aylin Ayla Selçukoğlu

Ne akşamlar söndü ellerimde
Son şarkıların sonu da gelmedi içimde
Miras bıraktım her seferinde
Bir ellerimi bir de gözlerimi
Bir onlar bildi
Bir onlar duydu, ne çoklarımı ve hiçlerimi

Devamını Oku