Od veya asit değil, beni gözlerin yaktı
Siteminde mavi gök gürledi şimşek çaktı
Hür dolaşmak isterken dağı bayırı çölü
Gözlerin beni aşkın zindanlarına tıktı
Gökan Öztürk‘e
mütevazi derviş gibi tokum da
İnegölköfte ve mantı severim
konuşsun vatandaş susmasın ama
ağıza vurulan bantı severim
yeni bir sayfaya yeni bir güne
dalalım üç kuruş fazla da olsa
uğur böceğini sevgi göğüne
salalım üç kuruş fazla da olsa
ışığı kesince bir kara perde
doktorun verdiği bir küçük haptı
rengi beyaz idi yutamadım yar
seni pembe beni karalar kaptı
araya yeşili katamadım yar
bu müzmin hastalık yine yüklendi
ben ki damdan düşer gibi
bir kazanda pişer gibi
nerde ise öldüm bittim
feleğimi şaşar gibi
sen bir huzur çiçeğisin
(astokriş)
Ay ışığında nasıl bir keyf bulacaksak
Şüphenin ötesinde mutluluk dolacaksak
Katmer katmer huzurla sevgide kalacaksak
Irak olalım şimdi gamdan ve ıstırabdan
sevgi yaylasına dolu çıkıp da
boş inmekden hayır gelmez sevdiğim
direncinden büyük çile çekip de
aşınmakdan hayır gelmez sevdiğim
düşünce bağrına bir ağır yara
sınırsız ufuklara yol alırken bir gemi
o gemide kayb ettim kendi mahzun gölgemi
gölge neye lazım ki sen lazımdın ruhuma
şefkatinde aradım şifa veren melhemi
Hakan İlhan Kurt'a
ulaşmak istedim ben yine sana
bütün yollar buzlu kar bu devirde
sonradan gelirse yarar mı bana
şimdi gel ve bir selam dur bu devirde
mirasına layık olamadık biz
bir saf ilham gözlüyoruz Üstadım
engin ufuklara dalamadık biz
dere tepe düzlüyoruz Üstadım
alem ağlıyorken adeta leştik
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!