Bir ateşti o, karanlık geceleri yaran,
Bir ses, yankılandı bozkırda: “Bağımsızlık benim karakterimdir!”
Ayak sesleri duyuldu Samsun’da,
Umutla çarpan yüreklerin arasında.
Düşen her yaprakta bir iz bırakır adın,
Bir rüzgar eserken, sesin dolanır kulaklarıma.
Bu şehirde ne kadar gölge varsa,
Hepsi seni anlatır bana.
Özledim seni,
Yağmurun toprağa düştüğü an gibi;
Kokun dolsun istiyor ciğerlerime.
Özledim,
Düşerken yıldızlar, sessiz bir geceye,
Gözlerimden süzülür hasretin ince ince,
Her köşesinde seni arar bu kalp yine,
Senin gönlün, benim memleketim, diye.
Yüreğimde dağlar büyür, taş kesilir,
Gözlerimde umut susar, yaş kesilir.
Bir masaldı ellerinden düşen kader,
Seni sevmekten öldüm ben.
sevgilim (sende benim kadar gerçekleri
Sevgilim,
Bu satırları yazarken, kalbimde bir yangın var. Her harf, içimde biriken duyguları dökmek için mücadele ediyor. Zamanın ne kadar hızlı geçtiğini hiç düşünmemiştim; bir anda, gözlerimizdeki parıltıdan, gülüşlerimizden, birbirimize sarıldığımız anlardan geriye sadece hatıralar kaldı. Bütün o güzel günlerin ardında, şimdi son bir veda var.
Ve şimdi gidiyorsun,
Ellerin ceplerinde, sessizce.
Sözler yorgun, kelimeler suskun,
Aramızda kalan sadece boş bir hece.
9-10 yaşlarındaydı kaldırımda bulunduğunda,
Üstünde bir örme kazak, ayağında delik ayakkabılar, yüzünde ise sizin yüzünüzden dercesine bir gülümseme....
Görevimin ilk yıllarıydı..
Komiser Hakan'la gece devriyesindeydik.
Sonra bir anons geldi telsize Cebeci İstasyonunun karşısında kartonun altında yatan bir çocuk varmış, seslenmişler duymamış.
İşte bu hikaye Ankara'nın göbeğinde bir kaldırım köşesinde kimliksiz kalan bir reçete hasta yüreklere...
Gönlümde bir sevda var, sığmaz taşar,
Toprak uğruna kan dökenlerin hatırası var,
Bir hilal uğruna gözümde yıldızlar yanar,
Vatanımın yolunda, ülküm bir bayrak gibi dalgalanır.
Unuttum seni.
Sanıyorsun ki hâlâ geceleri adını sayıkladığımı,
Uykusuz gözlerle tavanı izlediğimi.
Oysa adını bile anmıyorum artık,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!