HOŞ GELDİN AY IŞIĞI DOSTU
Hoş geldin ay ışığı dostu hoş geldin
Ama ne yazıkki yüreği yaralı yaşamdan...
Yara almadan gitmen gerekiyor
Aldıklarını geri ver
Ay ışığı dostu nemi aldın?
Diye sorma yüreği yaralı yaşamdan
..
Her gecemde başka bir yıldıza ismini verdim yokluğunda
Eğildi ve yapma dedi kulağıma dün gece ay, artık yazma
Halkıymış, sen yine yoksun, bu sabahım da yine karanlık
Ay söndü gece, yıldızlarım soldu, sevda kör karanlıklarda
Güneş bile güneşsiz doğdu bak Samanyolu boşluğumda…
S.Güler-28.8.2015
..
Farkettim de, ben güneşi mi bile sana emanet etmişim
Ay zaten saçımın, sakalımın tütün kokulu beyazından da
Adını sanını bilmediğim gezegenleri de etrafına dizivermişim
Sonra oturmuşum karşına, bir güneş, bir ay halt etmiş girmiş aramıza
Güneş dünyaya, dünya aya küsmüş, her yer gölge, ben gölgene küsüvermişim...
S.Güler-13.2.2017
..
Bir gün tanışacağız, arkadaşlığımızın arkadaşlık düzeyinde kalmayacağını bilerek arkadaş olacağız, sonra sevgili. Bir ay, altı ay, üç yıl. Sonra ben, bir akşam ya da sabah ya da gece yarısı, henüz sen beni terk etmemişsen tabii, herhangi bir neden belirtmeden çekip gideceğim. Çünkü veda konuşmalarını beceremem. Becerebilseydim altı sene önce evlenmiş olurdum. Nasıl ayrılacağımı tahayyül edemediğim için evlenemedim. Ama bu ayrı bir konu. (Ve sana –bir cümleye “ve” ile başlamanın ona ilahi bir ton kattığını Jonathan Safran Foer’den öğrenerek kullanmaya karar verdiğimi de belirtmek isterim– erkek dünyasının tam kalbinden bir tavsiye, bu tarz dostane veda konuşmalarını becerebilen adamlardan uzak dur lütfen. Onlar bir gece uyanıp seni kıtır kıtır kesebilecek kadar kendine güveni yerinde adamlardır. Onlar en düşmanca hislerini bile dostane biçimde ifade edebilen gerçek erkeklerdir, onlar ergen değildir. Ece Temelkuran ne güzel kadın.) Her neyse. Ve sen kendini bok gibi hissedeceksin. Haklı olarak. Ve üzüleceksin. Ve sen üzüldüğün için ben de üzüleceğim. Ama bunu çaktırmayacağım. Ve sen benim taş kalpli ve vicdansız biri olduğumu düşüneceksin. Götün önde gideni olduğumu düşüneceksin. Bu düşüncelerini bir terbiye süzgecinden geçirip smslere dökeceksin. Ve ben onları okurken şöyle düşüneceğim, “Sanırım ben bu dünyaya insanların kalbini kırmak için geldim.” Sonra bir gece saat ikide, alkollüyken telefon açıp bağıra çağıra dökeceksin içindeki bütün zehri. Ama benim kafam o an yazdığım şeyin zehriyle dolu olduğundan senin zehrinden etkilenmeyeceğim ve diyeceğim ki, “Yarın akşamüstü bir kahve içmeye ne dersin? ” Ve sen de diyeceksin ki, “Yarın akşamüstü gelip seni bıçaklamama ne dersin bencil piç? Bip bip bip biiiip…” Her neyse. Dışarıda kahve içmekten nefret ederim zaten, evde yeterince içiyorum. Kahve içelim dememin nedeni, bira içip duygusallaştıktan sonra aynı döngüye tekrar başlamaktan korkuyor olmam. Sonuçta bir gün, o kahveyi barış içinde içeceğiz, havadan sudan konuşacağız, herkesin herkessiz yapabileceğini bildiğimizden (Tezer Özlü ne güzel kadın): kendimizle, o ana kadar ki bütün aptallıklarımızla dalga geçebileceğiz ve en sonunda, “Ne güzel böyle, bunu her zaman yapalım,” diyeceğiz. Masaya gelen, donmuş sümüğü üst dudağına yapışık çocuktan selpak ve bu işi sadece hayır için yaptığını iddia eden adamdan tükenmez kalem alacağız. Selpak mı kalem mi diye soracağım. Tabii ki de kalemi seçeceksin. Sonra aramızdaki sessiz anlaşmaya uyarak, bir daha bu kahve faslını hiç tekrarlamayacağımızı bilerek, ayrı yönlere gideceğiz.
..
Adam arabistan çöllerinde,günlerce aç, sussuz ve uykuz mahsur kalmıştı
Bir ay boyunca gökyüzüne bakıp, yol gösterecek bir yıldız,bir ışık arıyordu
Nafile, ne sabah yıldızı şavkı,ne de ay hüzmeleri gözlerini kamaştırmıyordu.
Âma,adam nihayetinde Ramazan ayı ışığıyla yüzyüze gelip,yoluna devam etti...
.......
.......
01.11.11
..
Şehit kanları dökülmüş olmuşsa kandan göl
Üzerine düşer yıldızla ay, olur o kutsal sembol
O kutsala derler hilalli ay yıldızlı şanlı bayrak
DALGALANDIĞI TOPRAK OLUR, VATAN VATAN DENİLEN TOPRAK
Halil ÇOLAK 02.09.2012
ANKARA
..
Ay yükseliyor gök yüzü berrak sayısız yıldızlar ışıl ışıl gece sakin kırlar renga renk çiçekler masum huzurlu bir sessizlik sarmış her yanı her şey tatlı bir uykuda mışıl mışıl bir ben uyumuyorum birde ateş böcekleri her tarafta yüzlerce yanıp sönüyor durmadan gök yüzündeki yıldızlara nisbet yaparcasına
Ben ben üzgünüm ben yalnızım ay ışığının aydınlattığı kırlarda geziniyor gözlerim bir süre takılıyor bir ateş böceğine dalıyor öylece ateş böceği yanıp sönüyor birden doluyorum ağlamak geliyor içimden nedeni belli nedensiz olmaz sen yoksun yanımda yalnızım tek başıma ama ağlayamıyorum korkuyorum gecenin huzurunu bozmaktan ateş böceklerini ürkütmekten hıçkırıklarım yüreğimde düğümlenirken bir kaç damla yaş sessizce süzülüyor yanaklarımdan gecenin huzurunu bozmadan ateş böceklerini ürkütmeden düşüyor çimlerin üstüne bir çiğ tanesi gibi usulca
Kanıyor yüreğin kölecioğlu derinden usul usul sessizce yar yanında yok kaldın bir yetim gibi çaresizce
Ahmet kölecioğlu 10-05 1986
..
Gün kaçkını bir gıdım güneş ışığı buldum hayal kuytumda,
Onu, geceyle bir tutam ay tozu ve bir kaç yıldız karşılığı takas ettim.
Tatlı düşlerin için uykuna sepiledim bir tutam ay tozunu
Yıldızları da korusun diye bir ömür seni, mutluluk perisine hediye ettim...
S.Güler-16.5.2014
..
AY
Ve ay doğar
Gecenin içinde
Yalnızlığıma sarıldığım gece
Bir onu her acıma şahit tutarım
..
Bir zamanlar yine unutmaya çalışmıştım seni,
Duyan gözleri, gören kalpleri,
En başta da kendimi…
Sonra bir ay ışığı vurmuştu yüzüme,
Aklımı, fikrimi götürmüştü tüm benliğimi…
Bir ara bi baktım yağan yağmurdaydın,
Kokun ellerin, kısacası o kendim…
..
Yıldızlar uzak,
Yıldızlar çok parlak...
Ay yine çoşkulu,
Ay yine umut dolu,
AŞK dolu dolunayda bak....
Sen bitanem,
Sen ulaşılmaz aşkım....
..
Güneş tutulsa ne yazar, Ay yere inse, ne yazar,
Senden nasılda ayrılmışım bana faydası mı var,
Benim yazdığım bu şiirler, tâ Arş'a, Ferş'e uzar,
Güneş tutulsa ne yazar, Ay yere inse, ne yazar...
..
Tellal da çıkarsanız, şairler haydi gelin
Vakit geçti gün battı, nerdeyse çıkacak ay
Oğlumuz evlenecek, eve gelecek gelin
Geçecek bir, bir günler, geride kalan bir ay
16.01.2013
..
Karanlıkta sığındığım sokak lambası kadar yanlızım. Bana yolumu gösterecek tek nesne o galiba. Annem olmadan önümü göremem çünkü..
Ha bide ay var ona da haksızlık yapmıyalım.. şu düşünce beynimi kemiriyor; ya ay güneşe aşıksa? Benim icin mi vazgecti.. eger öyleyse bide onun icin elmacıklarımı ıslatırım, karamsar ruh'a bürünürüm, hüzün icin soyunurum bedenime işlesin diye..
Ay güneşe kavuşsun diye karanlığın ipini dislerimle cekerim sabaha.
Gelelim sana benim güzel yaram.. vakitsiz gelen seni sevme hislerime tek care sigara.. doktor sigara öldürür diyor. ama bilmiyor ki sen benim ibadetimsin. Insan hic ibadet ederken ölur mü? aptal aptal konusma be doktor! !
..
Intizar ettim
ay aman ay aman ay aman aman aman
ahimi alma benim tutunamasin
cekip gitmek ile kurtulamazsin
bir gun olur yol bulamazsin
..
AĞLAYIŞLARA İNAT GÜLÜŞLERLE İSTANBUL
İstanbul ay İstanbul ay
Bir sevgilinin, yeşil gözlerinde koybolmak gibiydin.
Masumdun,yürekliydin.
Asude bir gecenin özleminde,
yolculukların başlangıcıydın.
..
Gözleri benzer zeytine
Dokuna bilse elim eline
Sarılabilsem yar beline
Ay güneşi selamlarken
Dudakları benzer kiraza
Volkan olur bir kızarsa
..
Dili bağlı gönlümün, o susar yüreğim konuşur,
İçimde hafakanlar cefa mı bu? İşte ondan elim ayağım dolanır,
Sen güneş, ben ışığına bağlı karanlık bir ay,
Sen anla! Bu ay neden bazen parlar bazen kararır...?
..
Kır kokusu çağırıyor
Mayıs gecelerinde
Ay ışığı filizleniyor
Ay çiçeği oluyoruz.
..
Dilâvere Imf Tesellisi
Çok zoruna gitmesin dilâverim
Hepimizin ortağıdır Ay Em Ef
Ayşe’nin Fatma’nın seninle benim
Topumuzun ortağıdır Ay Em Ef
..