“Bilmeden sevilir mi, bir şey söyleyin…”
Ahmet Hamdi Tanpınar - Huzur
İhsan
Işıklarım maviye kör, aynalarım puslu
gelincikleriyle kanayan papatya tarlası gönlüm
zehirini segaha döken güftelerden öğrendim ben dilimi
bir çift beyaz pabuca altı yıl sürgün kaldım
bir boşnak bıçağına yirmi yıldır mahkumum
cevaplayamadığım sorulardan sakınarak
yeniden büyütüyordun beni
tedirgin gözlerimi her eğdiğimde ben
içini acıtan ısırgan otları yeşertiyordun
Ben, sahteliklerimle yüzleşme kahrında
İçimdeki aynayı kırdım.
Her parçada çoğaldı ahım...
Biri sana olsun mu?
Yarım - yamalak gör beni,
Parça - buçuk işit.
Az - biraz bil beni,
Bölük - pörçük sev...
1.
Çorlu' nun istediği, ne bir üstad, ne de bir öğreticiydi. Zamanı dolduran bir eğleticiydi aradığı, anladı ve vazgeçti.
2.
Avni, marjinal bir 'parya' idi, gönüldaş diye seçilmesine katiyyen katlanılamazdı. Seçen bedel öderdi.
Dillerinden dökülen ya elmastır ya yakut,
Rüya değil gördüğün, yakan zehrini uyut.
Kalbine ferah esen akla da şifa, bilsen,
Işığı gözlerinden ta içine çevirsen.
Uzatma, avuçiçlerin terliydi,
Yağmur koşturmacasında cebimde unutmuştun sol elini.
Sen dönene kadar söz,
Soluğum ısıtacak parmaklarını.
o hep beklemiş kimsesizi ara, çoğal
o ıssız bedene sarıl, ısın
o cılız sesi dinle, gürleş
o derin kuyuya eğil, genişle
o titrek ışığa yüz çevir, yıkan gözyaşınla
Ben sevgi yoksuluydum, babam hiç bilemedi
Yüreğim çorak, serin, Çorlu’ydu; ıssız - yaban
Annem anlardı, öldü üzerime titrerken
Yağmur suyu, gül suyu, zemzem suyu banaydı.
Annem anlardı öldü, ben uzağa savruldum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!