engin denizlerin,
yorgun dalgalarıyım.
vurdukça kıyılara,
duyulacak feryadım.
yüregimde yangınlar,
fırtınalar, boralar.
doldur, avuçlarınla içir,saki m ol benim,
gönül meyhanesinin sarhoşu ben olayım.
istemem tacı,tahtı,kırık sandalye yeter,
gönül şadırvanında bir damlana razı et.
dagların derinliklerinde köklenen çınar gibi,
Bir gün aklına gelirse yaptıkların,
bir acı duyarsan derinden.
birdiken batıyorsa yüregine,
dön bak arkana,neler yaptıklarına.
Bir gün aklına gelirse yaptıkların,
dinle sessizce yagan yagmurları
dinle gökyüzündeki fırtınaları.
denizin,isyanını, güneşin ateşini,
dinle, yüregindeki patlamayı.
yaprakların inadını dinle,
agustos böceklerinin sessizligini,
birdeniz kenarı
bir kırık sandelye
bir şişe şarap
bir avuç leblebi
masamda ve birde solmuş bir fotografın
ve senin hayalin
dün yoktun
bu günde...... bilmem ki?
yarında olmayacaksın
istemiyorsan eger,
unutma bende kalan bir hatıran var,
bana ait sakın isteme
dün kırdım bana bakan aynalarımı,
yıkadım tüm kirlerini.
damarlarımdaki kan ile karıştırdığım,
gözyaşlarımla.
aldım karşıma kendimi,
bana anlatacakların var, dedim,
Vurulmuş Hilal kahpece saldırıda,
dört yerine düşmüş bu şehri istanbulun.
leventin bağrı yanık,ğözü yaşlı üsküdar,
al kanlara boyanmış,çaresiz şuistanbul.
yavuz,cengiz,celal ve şeker içtiler son şerbeti,
dönüp bakıyorum
arkama.
bıraktıgım yıllara
geçtigim yollara,
tükettigim umutlara,
kuruyan maviliklere,
demir tavında dövülütken usul usul,
çekiç sesleri arasında aglar hüzün.
damlayan alın terin e karışır yaşlar,
neyin nagmelerine boyun eger sessizlik.
sessizlige gömülür yürek,konuşmaz dil,
anlatır hüzün sessizliginde acıları bir bir,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!