Derin bi yalnızlık sardı içimi bu gece.
Tüm o dost dediklerim nerde ?
Yanıma gelmek için karanlığı mı beklemekte ?
Anlıyorum, buydu son perde.
Artık maskelerin hepsi yerde.
Oyuncağın nerede küçük kız ?
kimdir yanında duran şu arsız ?
Oynaman gereken tüm bu sokaklar ıssız
Nasıl bırakırlar bir meleği kanatsız
Günahlarım kanatlarımda bir külfet
Sanki meshiyim tüm bu acıların
Gökyüzünde geriliyorum çarmıha
Uzanmak için yükselişin sonsuz ufkuna
Kanatlarım yanıyor yeryüzünden uzaklara
Okyanuslardan daha da öteye
Elimi attığım her dal
Gölgesinde uyukladığım her ağaç
Soluyor yavaş yavaş
Ne değerse kayboluyor bana
Dört bin yıllık bir kuraklık
Ne neşe bırakıyor ne de bir duygu
Hiçbir yol zevk vermez, seninle yürüdüğüm yol kadar.
Hiçbir kol huzurla sarmalayamaz, senin kollarında bulduğum huzur kadar.
Hiçbirlerle doldurdum defterimi.
Mısralarda eskittim kalemimi.
Varsın eskiyen kalemim olsun.
Sana armağan ettiğim sözler var olsun.
Sırtıma geçmiş hayallerin pençeleri
Çekiyor kanatlarım beni en diplere
Dolanıyor sanki üstümde esaretin laneti
Şeytanlara hükmediyor göklerin efendisi
Ruhumda dolaşan iblislere biçare
Sanki özgürlüğün hırçın isteği
Bir idam mahkumu pencerede
her çan sesi içini titretmekte
unutmuş rüzgarın hissettirdiklerini
ağaç yapraklarının hışırtısını...
etrafı yalnızca dört duvar
Uzak bir şehirde bir kadın
Uzak bir şehirde bir adam
Hiç görmeden gözlerini birbirinin
Aşkı yüceltmişler o yekpare gönüllerinde
Bir şiire gönül vermiş kalpleri
Bir şiir gibi eşsizdi hikayeleri
Ben miyim tüm günahların meshi
Bu aşk oyununda?
Ellerime kondurduğun her buse
İhaneti miydi bana olan o sevda gösterilerinin?
Okşadığın saçlarım işareti miydi
Bir gün asacağın dikenli tellerinin
Başlıyor geri sayım
Akan her kumda ölümün fısıltısı
Gözlerinden akan kanlar
Mumun ateşini harlar
Binlerce yıllık bir matem
Sonsuz hasretten süregelen




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!