Aşk şeceresinin şaibeli bülbülüyüm,
Sıratım olsa yolunun sonu,
Cehenneme ulaşan...
Yüreğinin ateşi,
Ancak sıyamdaki duygularımın iftarlarına kafidir...
İstanbul güneşi,
Penceremden uğurladığım gözlerin senin.
Ardından üflediğim amindesin.
Dertlerimin fezasına dert eklerken dostlarım,
Duygularımın sırrına kadem bastım.
Nutfeden çıkıp vücuda erdiğimde,
Fermanı verildi ismimin..
Oradan oraya taşınırken küçük bedenim,
Bir kapı kapandı az öteden,
Heybetli bir adam öptü iki gözümden,
Bir yanımda mezelerle raks eden kadınlar,
Tuzlu bir denizin kıyısına uğrayan yaprakçık,
Damlalarında hazin bir alfabenin notasını mı gizledin?
Ben ki dokunduğum nakışlarında nakkaşene hayranken,
Buruk bir akşamda melodini kırılmışlığıma üfledin.
Hani hesapsız sevginin adaleti gözlerin!
Hani sesine hasret duyumlarımda,
Daktilonun şaryosunda sıkışan sözcükleri
Aşk caddesine kaçan intifada savaşçısıydı.
Daha küçük bir kızken buruşturulup atılmıştı duyguları
Bozulmuş siyah saçlarının fönü gibi düzeltti onları..
Gözlüklerinin camlarına değen kirpiklerine kızdı,
Kesti onları..
Ney tutmaz ellerimden
Notalar dahi üflemez beni
Rast ile semai olur düşleri neyzenlerin
Olmaz makamı ney' im de,
Ne bir düş' ün ne hayal' in...
Ben gamımı üflerim,
Abus bakışlarıma gözlerin can-ı nisar,
Dağdarı ruhuma vechin lale-i ruhsar,
Ben bir pahesteyim, ben can-ı güzar,
Yüreciğim sadpare, sensin ona sahabetkar...
Geceyi gündüze katıp,
Günden karanlığı çıkaran
İncirin, zeytinin ve rummanın Rabbisine...
Eriştiğim ramazan ayının verdiği,
Cennet kapılarının açılıp cehennem kapılarının kapandığı müjdesiyle,
Gecelere haykırdım ihtirasımı,
Beyt- ül ahzanımın içinde.
Ahu gözlü dilberlere açtım uykumun kapısını,
Vuslatı bulan rüyaların içinde…
Yıldızlarda berdar oldu özlemimin yarısı,
Padişahım, efendim.
Bir ferman yayınlaya alaylı atların üstünden veziriniz
Pare pare canımı yerinden ala.
Atsam yüreğimi atınızın ayaklarının altına.
Konstantinden çıkamadım
-İslambolmuş hayret!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!