Gece bayram arefesi,
Özlemini anmaktan kaçtığım teheccüt vakti...
Domatesin Mina' da ki hali,
Siyah saçlarına dokunmuştu yağmurun çilentisi,
İnce topuk ayakkabı vardı ayaklarında,
Eteklerinde fitnelerin kirleri…
Bir yandan garsonları selamlıyordu başıyla,
Bir yandan dolarları masaya bırakıyordu nazik elleri…
Gönlü tövbekar bir aşk dilencisiydi,
Yüreğime gecelerin karartısı vurdu,
Ellerime günahlarım..
Bu günahkar ellerimle sana dertlerimi yazdım.
Ellerimden düşeceğini sandığım bir avuç mutluluğumu,
Kenetlerim ellerinle sunacağın umutluluğa...
Musafaha buyur kirletilen dünyamızla,
Sema al al olmuş bu gece,
Gönül karadan kara.
Çığlıklar yükseliyor duyuyor musun?
Izdırap yüklü hecelerimde.
Anlayamıyorum,
Kimdi beni bana yakıştırmayan?
Ojeli bir neslin sömürülmüş sinir sistemlerine inat,
Ruhumu teskin kılmaya bir uykuluk kına vurdum...
Ateşini alsın diye parmak uçlarımda ki hiddetimin,
Bu kez üfür duygularımı canımın çıkacağı yerden,
Nefesine muhtacım.
Çiğdemin ruzgarı ol,
Yıllara aşkımın nüması aşılansın.
Dokun sevda dostlarımın saçlarına,
Onlar düştüğüm zaman tutunduğum sarmaşıklarım benim.
Köşe kapmaca oynarken sevdalarla,
İlahi aşkın hasretini yüklüyordu geceler dualarıma.
Ellerimde maziden kalan Kur'an'ım vardı,
Yalancı hengameler kapatmıştı dudaklarımı,
Okuyamıyor,ağlıyordum.
Sesleniş banaydı,
Cübbemin kol yamağında saklı bahçem,
Kirazları dudakların…
Akışkanlığında hayatın,
Tesellim olsun isterdim salkım bakışların…
Serpilirken fidanlarım,
Umudumdu gözyaşların…
Sürgünde bedenim en ücra memleketlere.
Caddeler boyu yürüyorum,
Bakmak istemiyorum kimselere,
Sana benzeteceğim diye.
Sensiz İstanbul olmuyor baba...
Çocuk olmak mıydı,
Kuzulara olan özlemimi insanlarda bastırmak...
Ya ayakkabısının arka dikişleri patladıysa çocukluğumun!
Ya küçücük ellerimde sımsıkı tuttuğum çocukluğum,
Bozuk bir para gibi kaydıysa avuçlarımdan,
- farkında olmadan...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!