Gurbeti uzak bir diyar sanırdım;
meğer en uzak gurbet,
iki insan yüreğinin
birbirinden ayrı düşmesiymiş.
Aynı gökyüzünün altındaydık,
aynı rüzgâr esti üzerimizden,
aynı şehir uyandı sabahlara;
ama içimdeki sen
adım adım geriye çekilince
dünya dönüp dursa da yerinde
biz ayrı noktalara savrulduk.
Ne gidişimiz vardı,
ne dönüşümüz;
aramızda sadece
sessiz bir yer büyüdü.
Aynı cümlenin içinde durduk,
ama aynı kelimeye
hiçbir zaman varamadık.
En derin gurbet,
insanın sevdiğine
dokunamadan yanında durduğu
mesafeymiş meğer.
Zaman geçti elbet,
ama eksilen bizdik;
konuşmalarımızda kaybolan sıcaklık,
bakışlarımızda gizlenen yorgunluk,
suskunluklarımızda büyüyen
kocaman bir boşluk vardı.
Ve ben,
senin kalbinde yerini kaybeden
bir yol oldum.
Aynı kıyamda durduk,
aynı rükûya eğildik,
ama dua göğe yükselirken
biz birbirimize
bir adım bile yaklaşamadık.
Gurbet, bir ayrılık değilmiş;
aynı sevgide buluşamayan
iki kalbin kendi içindeki
yorgunluğuymuş.
Sen içindeki yola döndün,
ben içimdeki yola;
birbirimizi hâlâ taşıyoruz
ama aynı yere varmıyoruz artık.
Aşk da gurbete düşermiş…
Ne giden vardır ortada,
ne kalan;
artık birbirine dönemez insan.
İşte o an
en sessiz acı büyür içten içe,
tarifsiz, kırık;
sevdanın kokusu dahi
göçüp gider aramızdan.
Ve geriye,
ne seni tutan bir el,
ne beni çağıran bir ses;
sadece aynı gökyüzü altında
seni bir yana,
beni bir yana savuran
gurbetliğimiz başlar.
Kayıt Tarihi : 5.12.2025 02:22:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!