Ahmet'i, Mehmet'i, Mustafa'sı
Alınları ak,yüzleri kömür karası
Gündüzleri gece,ufukları karanlık
Güneşle vuslatları desen bir anlık
Elleri kirli, yürekleri tertemiz
Böylesi bir ölümü haketmemiştiniz...
Derinden yananı üfleyerek söndüremezsin!
Ateş küle döndüğünde,
insan ise öldüğünde soğuyor usta.
Arzu Karadoğan
Gündüzü güneşe dönük
Gecesi serin
Ne giyeceğini bile kestiremediğin
Kararsız bir mevsimdi Mayıs
Ne üşütüyor
Kalbinde imanın ulu kubbesi
Ne kadar kutsi, ne kadar mübarek
Sarsıyor semavatı yerinden
Ve her köşesinde ayrı bir mabed
Beş vakit ses veriyor derinden
Döküyor huzuru bir bir avucuna
Gözlerin düşer gecelere
Siyah...
Yastığa, uykuya ve şafak ıssızlığına
Her sabah gözyaşımı taşır
Sessizliği bölüp, pencereme konan kuşlar
Ve o an
Anladım ki hiç sevmemiş beni
Hiç geçirmemiş aklından
Düşmemişim hiç düşlerine
Ne bir kere ağlamış benim için
Ne değmişim gülüşlerine...
Gözlerim yoksun halde uzaklara dalarken
Bir bakışın içinde tam da sevgi ararken
Karşıma çıktın birden
Yeniden doğdum küllerimden.
Hadi
Merhaba can özüm merhaba !
Seni canımda, ruhumda, yüreğimde taşıyorum
Yokluğunun adı hayatsa eğer
Sensiz ömrümü ikiye bölüp
Boş bırakılmış evler gibi yaşıyorum
Seviyorum !
Dışarıda titreyen kış,
İçimde bahar
Varsın kar saçlarıma dolansın.
Gelen gider bu dünyadan
Yoldaşını niyazın, niyazını himmetin bil
Konan göçer bu dünyadan




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!