Gece yarısı uyandım kan ter içinde.
Baktım gaipten fısıltılar geliyor.
Kulak kabarttım bir kaç saniye.
Kalbim nefes nefese adını sayıklıyor...
Ay ufaktan eyvallah derken,
Nazlı bir kız çocuğu gibi ağaçlarla oynuyor rüzgar.
Dinle bak, duyuyor musun bu sesi?
Ne güzel hışırdıyor, dallarda dans eden yapraklar.
Gözlerini kapat, sakın görme!
Sararıp düşmüş, etrafa dağılmış yine ayrılıklar.
Bir sen gerçeksin, bir de hayal mevsimi sonbahar...
Bazen şeytan diyor ki
Bırak her şeyi yerli yerinde,
Kimseyi umursama bas git buralardan.
Git yaylalara, dağın eteklerine,
Yap orada bi kulübe.
Allah verir rızkını...
Hani başarılı insanlar,
Hayat merdivenin basamaklarını birer birer çıkarak
Başarılı olurlar ya?
İşte benim sana olan tutkum da böyle bir şeydi...
Sensiz geçen her an, her saniye,
İki de bir canlanmasın hayalin artık
Seni görmek istemiyorum
İçten gülüşlerini de al da git
Görünce yüzümü ekşitemiyorum.
Yalnızlığa o kadar çok alıştım ki
Omuzuna başını koyacak birinin olmayışını bilmek çok kötü bir duygudur.
Ben daha kötüsünü yaşadım.
Çok talihsiz bu başım benim.
Dizleri yastık olabilecek kimsem yok,
Huzurla gözlerimi kapatıp ömrümün geri kalanını orada geçirmek istediğim...
Sen gittin ya benden,
Yüreğimdeki aşkını söndürmeden,
Üstelik yarama tuz bastın gitmeden...
Bu kadar zalim olabileceğini bilmiyordum...
Sen kafanı omzuma koyduğunda,
Bu gece rüyama gel be sevgili...
Sana hiç değilse, son kez düşümde sarılayım,
Şöyle sımsıkı, sapa sağlam,
Yalnızlığa acı çektirircesine...
Sonra dizlerine yatayım,
Bugünlerde Perşembe Pazarı'nın,
Tenha sokaklarındaki dükkanların kepenkleri gibiyim,
Akşam paydos saatinde anahtarların,
Cebe konmasından itibaren başlar benim dayanılmaz mesaim.
Geceye ait türlü türlü,
Tüm suçların ve suçluların aleyhine tanıklık edebilecek şahidim.
Gözlerimde zırlamıyor artık,
Gereği düşürülen hayallerimi/zi düşünürken...
Alıştı artık onlar da,
Sana ihtiyaç duymadan görmeye
Seni düşlere düşürdü gözlerim...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!