Koşmuşçasına çarpıyordu kalbim,
Titriyordu ona yazarken ellerim.
Heyecan mıydı bunun adı?
Yoksa incitme korkusu muydu?
Bilemedim...
Aslında onca konuşulacak konu varken susuyorduk.
Bir aşk fidanı ekmiştin gözlerime.
Ben öyle sanmıştım en azından...
Oysa sen gözyaşlarına gözlerimi tutuklatmıştın,
Bense fidan filizlensin diye ağlıyorum sanmıştım...
Biz seninle iki vapur bankıydık.
Genelde Neyse’lerin ardına pek bir şey söylenmez…
Oysa ayrılmamızın ardından telaffuz ettiğim
Neyse’nin peşine onca cümleler eklenirdi ki,
Neyse kelimesi tedavülden silinirdi! ...
Misal Topkapı’da oturduğumuz o çimenlerin üzerinde
Bir gün çıkıp geleceksin kapıma,
Uzun uzun bakacaksın evime...
Sonra kapıya doğru yürüyeceksin,
Kararsız kalacaksın kapımı çalıp çalmamak için...
Bir cesaret gelecek üstüne,
Kapıya istem dışı uzanacak buruşuk ellerin...
Sayende hayal kırıklığına uğradım mutluluk perim.
Oysa gözlerimden damlayan nice uykularım vardı benim,
Senin uğruna vazgeçtiğim...
Bir gün birini sevdim hem de çok sevdim.
Sonra ayrıldık kahrolacası bi nedenden dolayı.
Ve o gün bugündür kalbim her gece ağlar oldu...
Şu yaşıma kadar ne zaman yağmur yağsa,
Hep seyre daldım yağmuru...
Eğer ortak şarkınızı dinlerken kalbine kramp giriyorsa,
Ayrılıkla sevgili olmuşsun demektir! ...
Yanar için,sanırsın ki cehenneme gitmişsin...
Derman ararsın eşten, dosttan,
Oysa kimse saba yardım etmez,
Yüzünü çevirir gider, arkalarına bile bakmazlar...
Sen o alevlerle yine tek başına mücadele edersin...
Benim cebi delik hayallerim kadar
Namuslu olamadı etrafı saran
Baldırı çıplak hiç bir sevdacıklar...
Ve eyvallahım olmadı,
Yalnızlık altında kimseye.
Dişe diş dalaştım,
Ben şemsiyeyi de senle sevdim,
Giderken onu da götürdün...
Artık her yağmur damlasında
Saçlarımdan süzülürsün...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!