Çok oldu son bahar yapraklarının uçmasına,
Mevsim soldu güz geldi...
Ya ben, ya ben nekadaar yorgunum bir bilsen
Yokuşlarda gezermişim; sandım ki düz geldi
Kamil-i derviş ervahında hu derken
Tabutu mekanda harmanım darken
Ilahi vücut yoklukta her yerde varken
Nefsinden kaçmaktan başka care yok
Efendim üryan olan bu şemsim kara
Ne desem kar etmez akılsız başa
Dantel olup ıslense bu kadar olur
Bela def olurken düşer telaşa
Süzgecinden geçmez kaybolur
İhanete uğrar da yine ar etmez
Bu yıl yine hasat olmadı oğul
Sam yeli değdi çorak toprağımıza
Altından bereket fışkıran şu yeryüzü varya
Kin kustu sanki, kin kustu çanağımıza
Adetlerimiz törelerimiz değişti artık..
Bayramlarda el öpme kuyrukları yok oldu
Çıkar dediler...
Aklından beklediğin kıvraklığı
Tenhaların sıcaklığına değiş...
Kaybol gözlerin buğusunda
Yarın busesinde eri...
Leylim yar dinle bir sözüm var
Sana sabahlar olmazmı dersin
Saçların can ipi yüzünse duvar
Kuş gibi canını aldımmı dersin
Leylim yar dinle bahar geliyor
Geldiğim gibi gideceğim dünyadan
Ne zarar nede kârım var
Aradığımı bulamadım ukbadan
Yalnız ona bir efkarım var
Ne anılar biriktirir mahpus aklında
Düşünüpte diyemez mahçuptur insan
Saklı gizli kalmaz bilir aslında
Yalana dolana sığınır insan
Ele geçmez nefis ile paydası
Bir çalımlı adamdım, mısralar arasında
Duymayı görmeye tercih eden bir adam
Müşavir duygularım misafirlikteydi
Yani sendeydi ve manasız bakıyordu bana
Sonbaharın yalancı güneşi yurduma gülerken
Kıyısız sandal gibiyim garib yalnız ve de kimsesiz
Nerde bağlanacağını bilmeyen ıssız bir köşeye razı, aralıklarından güz ayazı fışkıran bir sandal
Ne bir merhemim var bu koca yeryüzünde edineceğim
Ne de bir umudum var ve hatta yok acılarımı geçireceğim sihirli bir em
Salına salına akıyorum kaderin dalgalı sularında
Altımda koca bir bilinmezlik; üstümde alabildiğince mavi




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!