Anlarsın,
Yiyip de doymayınca anlarsın.
Bakıp da görmeyince anlarsın.
Renkler siyah beyaz,
Çiçekler kokusuz,
Nefes işkence,
Sokaklar sessiz,
Meydanlar bomboş,
Ruhunun diğer yarısını,
Bakıp da görmeyince anlarsın.
Anlar mısın,
Gök mavi bir meltem rüzgarıyla sana gelsem?
Ellerine dolaman için yağmur bulutu getirsem?
Üşüdüğünde iple tutup ölü güneşi çeksem?
Üstünü örtmen için yeryüzü divanı sersem?
İnanır mısın,
En derin gerçekliğin yalan sözlerine?
Gerçekliğin gardını delen imkansız sözlerime?
Hakikate kalkan tahkikatlı gözlerine?
Gözlerine kapanıp yalvaran kuru ellerime?
İşte o zaman;
Görürsün,
Ölüyken yaşamak neymiş,
Sıradan bir şey nelere sebebiyet verirmiş.
Anlayamam.
Nihavent gibi süzülen sesin,
Neden bana zûlmeder?
Bülbüller dahi kıskanırken,
Neden duymak istemem?
Anlarsın,
Neden bu mısraları yazdığımı anlarsın.
İçtiğim su neden acı gelir anlarsın.
Sabahtan akşamı iple çekerken,
Akşam nasıl öldüğümü anlarsın.
Belki nasıl öldürdüğünü anlarsın.
Özlemek nedir anlarsın.
Ölmeden mezara girmek nedir?
Onu anlarsın.
Belki de...Anlamazsın.
Kaleme aldığım her dize garantisidir zihnimin.
Kağıda döktüğüm her kıta bahanesidir şiirimin.
Fanî dünya, yazarız ölüme meydan okurcasına.
Ölürüz şiirlerimizde, diriliş aşkıyla yanarcasına.
Ahmet Eren Erdoğmuş
Kayıt Tarihi : 8.10.2023 14:47:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)