YENİ Batı ROMA: AMERİKA
Yeni Roma’ya dikkat. Hilenin, yalanın, entrikanın, Bizans oyunlarının en sunturlusu var bu Yeni batı Roma’da. Vahşi Yeni Roma Vahşi Batı’nın gerçek yüzüdür. Bu yüz melek yüzlü şeytanın yüzüdür.
Bu yüz utanmaz yüzdür. Bu çirkef surattır. Kanın, gözyaşının nedenidir. Kaostan, kargaşadan fırsat devşirmektedir. Hak ve adaletten zerre nasibi yoktur. İşi, gücü sömürüdür, katliamdır, karışıklıktır. Osmanlı yıkıldığından beri dünya bir an olsun huzur görmemiştir. Yeni Roma’nın batısı batıyı, doğusu ise doğuyu ezmiştir ve ezmekte devam etmektedir.
Yeni Romanın batısını ABD, AB temsil etmekte, doğusunu ise ÇİN ve Rusya temsil etmektedir. Bu dört büyük güç eski Roma’nın yeni versiyonudur. Bu büyük ahtapot bütün dünyayı sarmıştır. Dünyanın mazlum milletleri bu ahtapotun kollarıyla ezilmekte, ölümlerden ölüm beğenmektedir.
Dünyanın mazlum milletleri olan bitenin farkında değildir. Dünyaya bütün güç ve entrikasıyla kuşatmıştır bu ahtapot. Dünya bu büyük ahtapotun hortladığı günden beri rahat yüzü görmemiştir.
Osmanlı’yı bu hortlayan roma yıkmış, tarih sahnesinden kovmuştur. Aynı ahtapot Osmanlı dirilmesin diye elinden gelen her şeyi yapmaktadır. Mazlum milletler bir fırtınadan diğerine yakalanmakta, bu yeni romanın oyunlarıyla şaşkına dönmektedir.
..
BATININ ÇİRKİN YÜZÜ
Osmanlı ortadan kaldırıldığı günden beri dünya kan ağlıyor. Osmanlı dünyada barışı sağlayan en büyük güçtü. Batı güçlenince Osmanlı’yı önünde en büyük engel olarak gördü. Ve sömürüsünün önündeki engeli kaldırmak için kendi aralarında anlaştı. Rusya’yı da bu palana dahil ederek elbirliğiyle onu ortadan kaldırmayı başardı.
Şimdi dünya kan ağlıyor. Devlet-i Ebed Müddet gitti sömürü imparatorluğu Roma yeniden hortladı ve dünyayı ezim ezim ezmeye başladı. Bu gün Avrupa Birliği Batı Roma’nın doğusudur, Amerika Batı Roma’nın batısı, Rusya Doğu Roma’nın batısı, Çin Doğu Roma’nın batısıdır. İşte doğusuyla batısıyla Roma zulüm Devleti hortlamıştır. Modern çağın en büyük zulümlerini icra etmektedir.
En kötüsü de bu Roma en büyük düşman olarak parçalayıp yok ettiği Osmanlı’yı görmekte, gelecekte de sömürüsüne engel olabilecek muhtemel gücün o topraklardan çıkacağını bilmekte ve onunla savaşını son raddesine kadar sürdürmeye kararlı görünmektedir.
Roma putperesttir, Pagan kültür ve inancının eseridir. Roma kendisine en büyük düşman olarak İslam’ı seçmiştir. Ne Komünizm ne Yahudilik hiç birini gerçek düşman olarak görmemiştir bu yeni Roma. Dünyayı paylaşarak istila etmiştir bu yeni Roma. Dünyayı baştanbaşa sömürge imparatorluğuna döndürmeyi azmetmiştir bu azgın canavar. Bu azgın canavar Rönesans ve reformlarla hortladı yeniden. Hristiyanlığı ve Yahudiliği bünyesinde eriterek kendine kattı. Tek dönüştüremediği son din İslam’dır. Bunu da denedi çok kere ama başaramadı. Şimdi onu yok etmeyi planlıyor.
..
BU ZULÜM DAHA NE KADAR SÜRECEK
Bir el sürekli dünyayı karıştırıyor. Dünya bu el yüzünden hiç rahat yüzü görmüyor, göremiyor. Dün neyse bu gün de öyle. Şöyle bir düşünün dünyanın hiç rahat bir günü oldu mu? Her zaman bir olayla çalkalanıp durdu dünya. Dün el kaide bu gün Işid belası sardı tüm dünyanın ufuklarını. Dün Esad zulmü bu gün Sisi zalimiyle kan ağladı durdu dünya.
3, 5 senede bir Filistin’e saldırarak yakıp yıkan İsrail barış zamanlarında da adım adım Filistin’i yok ediyor, masum insanların başına evlerini yıkıyor, dünyanın bu zulme sesi çıkmıyor, hatta bazı zalimler bu zulmü tasvip ediyor, zalimi mazlum gösteriyor, mazlumu zalim. Çin her fırsatta Doğu Türkistan’da zulmünü tekrar ediyor, zavallı Türkmenlere hayatı zindan ediyor.
Avrupa’nın hapishane kaçkınları gemilerle Amerika kıtasına çıkınca oradaki çiftliklerin sahibi olan Kızılderililere jenosit uygulamış, koca bir ırkı yok etme dercesine varmıştır. Yok, edemediklerini de dönüştürmüş, zulüm sisteminin bir parçası haline getirmiştir. Kızılderililerden boşalan toprakları ekip biçmek için kölelere ihtiyaç duymuş, bu köleleri bakir topraklar ola Afrika’dan hayvan gibi avlayarak gemilerle yük gibi taşımış, gayr-i insani şartlarda nakledilen zavallı zencilerin yolculukta çoğunu telef etmiş, cansız bedenlerini okyanusta vahşi balıklara yem yapmıştır.
Bakir Afrika daha önce de hem Fransızlar, hem İngilizler tarafından sömürülmüş, zavallı yerliler hiçbir zaman batılıların zulmünden kurtulamamıştır. Rusya ise ezel ebed tahakküm ettiği halkalar jenosit uygulamaktan geri durmamış, Stalin’in Sibirya’ya sürdüğü Kırım ve Ahıska Türklerinin acıları bir türlü sona erdirilememiştir. Komünist ihtilalin Romanya, Çekoslovakya ve Polonya’da yaptığı zulümler hep söylenegelmiştir.
..
ÇAĞDAŞ İSLAM DÜNYASI VE GERÇEKLER
İslam en çok ittihadı, birliği ve beraberliği emreden bir din. Nasıl oluyor da birlik ve beraberliği, ittifak ve ittihadı emreden bir dinin mensupları nasıl oluyor da birlikten uzak, birleşmek ve yabancı, her hangi bir konuda ittihat değil ittifak bile yapamaz hale gelen, bölük pörçük topluluklar olarak yaşıyor ve kendilerine Müslüman adını yakıştırıyorlar.
En ufak bir konuda bile anlaşamayan, birbirini dinlemeyen, dinlemeye bile yanaşmayan, uzlaşmayı lügatine bile sokmayan zavallı çağdaş Müslüman. Tam bir söyletmen, vurun psikolojisinde bir kitle. Bu Müslüman milleti onlarca devlet kurmuş, o devletler içinde bile yüzlerce fırkaya ayrılmıştır. Bunca ayrılık ve ayrışmadan sonra nasıl olur da birlikten bahsedebiliriz.
Bugün dünyanın her tarafında Müslüman devletler arsında tek bir sulh adası kalmamıştır Türkiye hariç. O da son birkaç yıldır başlatılan görüşmelerle son büyük terör dalgasından kurtulmaya çalışmakta, ancak bu barış ortamı da her an bozulmaya hazır bir halde durmaktadır. İç ve dış düşmanlar bu sükûnet adasını da yeniden karıştırmak için hazır halde durmakta, harekete geçmek için en ufak bir fırsatı ganimet bilmektedirler.
Yeni Roma’nın Siyonizm’in emrindeki uluslararası sermaye şirketlerinin eliyle yaptığı çalışmalar İslam ülkelerinin her bölgesinde karışıklıklar çıkarmakta, Müslümanlar da bu fitneye gönüllü olmaktadır. Yıllar önce Yahudi asıllı ABD Dışişleri Bakanı Kissinger’ın ifade ettiği kehanetler bu gün ortaya çıkmaktadır. O kehanet neydi hatırlayalım: ‘Artık Hristiyan dünyası birbiriyle savaşmayacak. Hristiyan dünyası İslam dünyasıyla savaşmayacak. Bundan sonra İslam dünyası birbiriyle savaşacak.’
..
Bir zamanlar huzurda el pençe otururdu
Peşmergeydi efendim sayenizde bey oldu
Bıraksaydınız ininde, korktuğunuz bumuydu
Serdiğiniz halıda yürüyerek bey oldu
İmandandır sevgisi vatan olan toprağın
Kim sırtını sıvazlar o nesepsiz alçağın
..
Bulut gelir ise hava karartır
Senlik benlik insanı sarartır
Düşmanlık güzellikleri ağartır
Ben kokan sözünü küle atayım
Sevgi olsun ülkemde neşe olsun
Her sineye sevginin tadı dolsun
..
Ve kan bağırıyor
Ey zalim; gel akıt beni
Vampirlerim ağlıyor
Ey zalim; gel doyur beni
Güneş ufkunda kızıllık var
..
Çağrısı monotonlaşmış söylemler
Kulaklarımda vızıldıyor, sanki sinekler
Son yüzyıl, her yüzyıl gibi, övünçlü kendine
Geçmişini karanlık sayarak, kan döktü bencilliğine
Hatırlıyorum, küçükken karanlık çağ diye
..
Büyük Ortadoğu projesinde olma sen parça.
Seni yıkmak istiyor Amerika denilen ülke.
Üç, dört, beş çapulcuya verme sen parsa.
Sonuna kadar Kaddafi seni destekliyorum.
Sen bize sırtında bombayı taşıyıp veren.
Benim emekçilerime kol kanat geren.
..
BURUK BAYRAM
Müslüman bayramları buruk geçiyor nice yıllar. İslam''ın düşmanları son yıllarda Müslümanlara Ramazan''da saldırıyor, bayramı onları zehir ediyor. İslam''ı ve Müslümanları ikinci sınıf insan, hatta insan değil yaratık sayan bir küfür cephesiyle karşı karşıyayız.
Bu anlayış ve zihniyet dünyayı yaşanır olmaktan çıkarmakta, hayatı insanlara zehir etmektedir. Medenileştiğini zanneden bu küfür cephesi ikiyüzlü bir politika izlemekte, çifte standart yapmaktadır.
Amerika Irak''a Ramazan''da saldırmış, Iraklı Müslümanlara dünyayı zehir etmişti. Aynı şekilde İsrail her defasında Filistin''e Ramazan ayında saldırmakta, bayramı onlara zehir etmektedir. Bu zamanlamayı özel olarak yapmakta ve bu eylemiyle Müslümanların inançlarını sarsmayı hedeflemektedir. Burada biz hemen hatırlatalım ki batı Yahudilik ve Hristiyanlık arasında bir konsensüsü sağlamış, ancak İslam''ı bir türlü içine sindirmemektedir.
İslam''ı ve onun peygamberini ilahi öğretiden bir ayrılma olarak görmüş ve göstermek istemiştir Batı. Bu davranışıyla kendi batıl dinlerini ve mensuplarını koruma içgüdüsüyle hareket ettiğini göstermiştir. Yahudiliğin bir ırk dini haline getirilmiş olmasından dolayı onu benimsemekte güçlük çekmemiş ancak kendi öğretisini rafa kaldıran evrensel İslam dinini yok saymayı, yok sayamadığı, yüz yüze geldiği zamanlarda ise yok etmeyi planlamıştır.
..
BÜYÜK OYUN
Bu oyun neden büyük? Bu oyunu kim hazırlıyor? Bu oyun hangi oyun? Bu yazımızda bu sorulara cevap arayacağız.
Aslında her oyun kendi içinde büyük olma vasfını taşımasa da büyüme hazza ve azmi taşıdığı, büyümek için bir fırsat aradığını bilmek lazım. O halde bu büyük oyun hangi oyundur? Bu oyun ‘Hakka karşı batılın oyunudur ve şeytanın saltanatını kurmak için tezgahladığı oyunlardan biridir. Bu tezgahta neler var. Öncelikle hakkın unutturulması batılın yeryüzünü hak suretinde kaplaması var. Bu batının şahsında timsalleşmiş şeytanın saltanatıdır. Adı ister ABD olsun, ister AB olsun, isterse Rusya veya Çin olsun, her biri bu zulmün ve batılın değişik görüntülerinden ibarettir.
Şeytanın saltanatının bir ucundan ABD ve AB diğer ucundan Çin ve Rusya tutmaktadır. Japonya’nın yedek güç gibi durduğu bu ortamda Hindistan’ı da unutmayarak diyeceğiz ki bu büyük oyunun oyuncuları bellidir. Bütün bu ülkeler zulmün büyük kaleleridir ve dünyanın hiçbir yerinde bunların dahli olmadan zulüm yapılamaz.
Myanmar’da, Orta Afrika’da, Suriye’de Mısır’da Müslümanlara katliamlar yapılıyorsa bütün zülüm denizlerinde en büyük dalgayı yapan bu dev ülke ve devletlerdir. Her ne kadar İsrail ve Yahudi lobisi şerrin baş odağı olsa da u devletler Yahudi muharrik gücüyle hareket etmekte ve Müslümanlara karşı zulümler planlamaktadır.
..
DÜNYANIN BÜTÜN SUÇLULARI AYAĞA KALKIN
Dünyanın bu denli kötü gidişi, katliamlar, yıkımlar, harpler, iç savaşlar. Hepsi bize olayların ardında suçluların var olduğunu göstermektedir. Gargat ağacının Yahudileri saklaması ve aynı zamanda göstermesi gibi bu olaylar da suçluların varlığını bildiriyor.
Biz de bu yüzden suçlu ayağa kalk diyoruz. Hatta hitabımızı genişleterek’ Dünyanın bütün suçluları ayağa kalkın diyoruz’. Bushlar, Obamalar, Putinler, Stalinler, Leninler, Maolar, Mussoliniler, Hitlerler ya siz Malikiler, Rafsancaniler, Ruhaniler, Sisiler, Esadlar, Kral Fahdlar siz siz ayağa kalkın. Dünyanın bütün suçluları ayağa kalkın.
Bütün zulümler, soykırımlar, isyanlar, katliamlar sizin başınızın altından çıkıyor. Asıl suçlu sizsiniz. Sizin insanı merkeze almayan, hep kazanmak, daha çok kazanmak üzerine yapılan planlarınız yüzünden hepsi bunların. Ne Taliban, ne PKK, ne İşit, ne El-Nusra hepsi sizin yüzünüzden, hepsi sizin eseriniz.
Ne yaptınız, ne ettiniz dünyayı bir kaosa mahkum ettiniz. Gün geçmiyor ki bir yerlerde bir kıyım, bir katliam, bir soykırım olmasın. Gün geçmiyor ki bir göç dalgası, bir isyan fırtınası esmesin. İşte bunun için ‘dünyanın bütün suçluları ayağa kalkın’ diyoruz.
..
YİNE AYNI SENARYO
BU ülke bu senaryoyu çok gördü. Bitti derken yine aynı senaryoyu görmek aslında bizi şaşırtmadı. Bazıları şaşırıyorsa da bu işin bu kadar kolay olacağını biz hiçbir zaman düşünmedik zaten
Bill Clinton ‘Türkiye kendi haline bırakılmayacak kadar önemlidir’ demişti de kimileri bundan övünç çıkarmış olabilir. Ama işin aslı öyle değil. Sömürücü yeni Roma İmparatorluğu ABD bu topraklardan elini çekmeye hiç niyetli değil. Bu da kan, gözyaşı ve zulüm demek. Amerika azılı katil ve canilerin ülkesi. Amerika’yı keşfeden batı oraya ilk olarak hapishanelerdeki azılı katilleri gönderdi. Bu katiller kıtanın asıl sahibi olan Kızılderilileri yok etti. Onların arazilerini gasp etti. Daha sonra zulümle gasp edilmiş bu bitmez tükenmez toprakların işlenmesi için güce ihtiyaç duyuldu. O da bulunmuştu. Kara Afrika kıtasının yerlileri. Orda da bir zulüm tezgahı kurdular. Vahşi Afrika ormanlarında yalnız gezen yerlileri yırtıcı canavarları avlar gibi canlı canlı yakaladılar, gemilere balık istifi doldurup yeni kıtaya götürdüler. Esir pazarında sattılar. Özgür insanları köleleştirerek çalıştırdılar. Dinlerini değiştirdiler ama kölelikten azat etmediler. Hâsılı büyük bir zulüm imparatorluğu kurdular. Onların sırtından sanayi devrimlerini yaptılar. Sanayi hammaddeye ihtiyaç duydu. Onu Ortadoğu’da buldular. Bu nedenle Ortadoğu’ya el attılar, Ortadoğu’yu karıştırdılar. Zulümlerini oraya da taşıdılar. O da yetmedi tüm dünyayı karıştırdılar. Dünya milletlerine hayatı zehir ettiler.
..
Eğitim Üzerine Yazılar
MİLLİ EĞİTİMİN TRAJEDİSİ
Öğretmenler kendi aralarında konuşuyorlar: okullar öğrencileri bozuyor.
Yıllar önceydi. Bir ilköğretim okuluna atanmıştım. Bu benim ilk öğretmenliğim değildi ama ilk atamamdı. Kadrolu ilk öğretmenliğimdi. Emektar bir idareci öğretmenle konuşuyoruz. O yılların tecrübesiyle ‘öğrencileri biz bozuyoruz’ diyordu. Onlar buraya ilk geldiklerinde tertemizdiler. İlk yıl hiçbir problem çıkmıyor. Ancak 2. 3. yıllar için aynı şeyi söylemek mümkün değil.
..
Eğitim Üzerine yazılar
:
YABANCI DİL ÜZERİNE
3
..
en iyi komşumuzdu...
en iyi dostumuzdu...
gördüğümüz;
bir amerikan rüyasıydı...
komşularımız kötüleşti...
dostluklarımız kötüleşti..
..
Kara Bulut Üzerini Kaplamış
Şehit Kanı Toprağını Yıkamış
Zalim Rusun İşgaline Uğramış
Kan Ağlıyor Canım Azerbeycanım
Birlik Olmuş Kahpelerin Her Biri
Kan Döküyor Zalim Düşman Askeri
..
Coni’nin dişinde kan izleri,
Hain gülücükle dolu yüzleri,
Göreceksin bize vurduracak bizleri,
Eline ölüm fermanı almış geliyor.
Kore’yi unutma, tarihi tanı,
Kime kurban ettik yüzlerce canı,
..
DÜNYA GÜZELLİKLERİ
Bu gün bazı şeyleri öğrendim, Dünyada birçok şeylerin değiştiğini (!) … Mesela bir ülkede nasıl yaşadıklarını, öncelikle gençlerin özgürce nasıl hayatlarını idame ettiklerini ve nasıl para kazandıklarını… Bu gün Amerika da aileler çocuklarını 18 yaşı dolunca, yalnız başlarına hayatta kalmanın ne kadar zor olduğunu öğrettiklerini görüyoruz. Aileleri; Çocuklarına, hayata nasıl tutunacakları gerçeğini yaşatarak pratik olarak öğretiyorlar.
Peki, bizler ne yapıyoruz? Çalışıp, çocuklarımızı büyütüyoruz, elimizde paramız olunca al çocuğum bu senin harçlığın ya da sermayen diyip başımızdan salıyoruz. Peki neden? Çünkü birçok zorlukların farkında olmadan yaşıyoruz. Bizler gelecekte çocuklarımızın nasıl hayata tutunacaklarını öğretmeden kendi yolumuzu çiziyoruz. Bazen niçin bizlerde çocuklarımızı bazı zorluklarla ayakta nasıl kaldığımızı öğretmiyoruz diye sorarım. Bu gün; Türkiye de öyle zengin aileler var ki, her zaman bak çocuğum ben senin için çalışıyorum sen ne yapacaksın çalışmayı sen git gez dolaş benim param senin diyip öyle özgürce yaşatıyorlar. Bence bu mantıksız, bizlerde bazen nasıl para kazandığımızı öğretmeliyiz. Ki gelecekte onlarda çocuklarına öğretsinler. Mesela küçük bir işle başlatarak öğrete biliriz. Biz Türk insanları çocuklarımıza zorlukları öğretmeden kaçıyoruz. Bir düşünelim, nerde hata yapıyoruz? Tabi, tamamen bir işletmeci ruhuyla çocuklarını yetiştiren aileler de var.
Bu gün biz insanlar, dünya malına çok önem veriyoruz. Aman, “Benim buyum var. Senin var mı? Bende yok sen nerden aldın? Sen aldınsa ben niye almıyorum? ” Diyerek, insanlarımızı bir birine düşürüyoruz. Hiç kimse dünyada kazandıklarını ya da biriktirdiklerini öbür tarafa götürmüyor. Sadece iyiliği ve iyi ameliyle yetiniyor. Şöyle bir etrafımıza bakalım, nerde acaba hata yapıyoruz? Hani Yunus Emre diyor ya “Malda yalan mülkte yalan gel birazda sen oyalan” demek ki, bazı şeylerin farkına varmalıyız. Kantarın topuzunu iyi ayarlamamız lazım.
Dünya malına fazla değer vermemeliyiz. Tamam, şurası bir gerçek ki çocuklarımıza bir şeyler bırakmalıyız. Fakat onlara bırakacak olduğumuz miras, öncelikle terbiye olsun. Ve paranın kolay kazanılmadığını, da öğretmeliyiz. Ki bizler onlara ne kadar değer verdiğimizi bilsinler. Yarınlarda ne olacağını kimse bilemez. Onlara balık vermek yerine, balık tutmasını öğretmeliyiz.
Türkiye’mizde, imkânlarımız çok ama bunun farkında değiliz. Bazen TV da seyrediyorum. Yabancı ülkelerde her şeyden önemli olan yeşilliğe çok önem veriyorlar. Ve temizliğine de, oralarda yaşayanlar. Onların daha çok iş imkânı sağladığını görüyoruz. Dünya malına çok değer vermiyorlarmış, sadece bu dünyaya yakışan güzellikler yapıyorlarmış.
..
Amerika’nın keşfiyle başladı
Güya katliamlar din adınaydı
Binlerce yerli katledildi
Portekiz katliamı her yerdeydi
Hristiyanların hepsi katliam yapmadı
Ancak tüm katliamcılar Hristiyandı
..