baş sallayan uçurtmalar gibi
yalınım gökyüzünde
masum fırçaları
vururken yüzüme
tebessüm ortaklığı
sınar beni bulutların eteklerinde
hasret dağının güne bakan yüzünde
incinmiş
güvercin masumluğu
tepişiyor fizik kuralları
doğuyor gün
kök salıyor yaşam
yanık kokulu dizelere sorulmuyor hesap
boşaltılmış sonsuzluk dilekleri
elemeye alınmış bellek
mevsimleri rendeleyen marangozum
talaş parçalarında kandan heceler
tepiniyor sararmış bedenimde
Kalbim sensizliği taşıyamıyor
Gramlar çentik atıyor ömrüme
Kör fenerle misafirim düşlerine
Dar geliyor bedenime özgürlük koridorları
Ben yatınca musalla taşına
Bakışırken siz göz göze
her yas da ayaz vardır
annesi kınalamıştır ellerini
titrese de
ayrışmış sözcüklerin
döner arkasını
yürür başsız yalnızlığa
atmosferi soluyan yeşil
kapında bir konuk
aç kapını
boyacı geldi
tenekesinde kahverengi
boyayacak seni
zaman dizlerimde
yavruydu
ninnilerle büyüdü
aştı boyumu
çekiyor şimdi
bırakmıyor boynumu...
bir elim okyanusta bir elim çayda
temizlenmeye çalışıyorum
soyunmuşum yorgunum ay ışığında
dönüyorum sırtımı geceye
düşler sarhoş bakışlarda
bahar artıklarını topluyorum
bir elim okyanusta bir elim çayda
temizlenmeye çalışıyorum
soyunmuşum yorgunum ay ışığında
dönüyorum sırtımı geceye
düşler sarhoş bakışlarda
bahar artıklarını topluyorum
beynimizi vampirin elinden kurtardık
kanla yazacaktı ismimizi
düşlerimizin listesine
gecemize şimşek çakacaktı
yıldırımlarda yakacaktı
masum bedenimizi




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!