Dur desem durur musun Sakarya’m?
Bulanık sularını durular mısın Sakarya’m?
Düşman kıyına yanaşmış,
Taşıp da boğar mısın Sakarya’m?
Mehmed’im destanlar yazıyor,
Durup dinler misin Sakarya’m?
Yese de alnından kahpece kurşunu,
Ölmemeli İnsan, Ayakta kalmalı.
Kopsa da tam baldırdan bacak,
Koşmalı o yüce hedefe doğru,
Düşmemeli, dimdik ayakta kalmalı.
Çok seviyorum seni, seviyorum inan,
Sevgim daha da güçlü Mecnun’dan.
Aşarım sıra sıra yalçın dağlardan,
Geçerim uçsuz bucaksız çöllerden,
Arar bulurum seni gurbet ellerden.
Görmesem de karanlık gecelerde,
Ben bir zavallıyım arkadaş,
Her güneş doğuşunda ölen,
Bin defa ölen zavallı.
Umuttur benim tek dayanağım,
Renksizdir rüyalarım arkadaş,
Maviden, yeşilden yoksun.
Aşk acısı ile bilediğimi sanırken, meğer kalemimi kırmışım ben.
Özlemimi yazdığımı sanırken, meğer idam fermanımı yazmışım ben.
Başına taç kondurduğumu sanırken, ilmiği boynuma geçirmişim ben.
Sevdam susuzluğuna çare değilmiş meğer, gel de ol cellâdım sen.
(11.10.2011)
Seni son defa görmeden,
Biliyorum öleceğim.
Sana son defa sarılmadan,
Biliyorum öleceğim.
Donuk bakışlarım,
Sen, hiç bir zalime gönül verdin mi?
Başka âlemlerde çılgınca yaşarken o,
Tövbe edecek, dönecek bir gün diye,
Taş basıp bağrına, umutla bekledin mi?
Sen, hiç bir alçağa dostum dedin mi?
Bekliyorum,
Gözlerim takılmış kalmış,
Kapıya.
Sigaramın dumanı,
Yükseliyor halka halka.
Bilmiyorum,
Sen benim nazlı gelincik çiçeğimsin,
Kıyamam sana dokunmaya incinirsin.
Kıskanırım, seni usulca esen yelden.
Kıskanırım, seni alıcı bakan gözden.
İstemem, tenine hiç nefes değmesin.
İstemem, saçlarında rüzgâr dolaşmasın.
Sahip çıkmasını bilmezsen yüreğince,
Buz üstüne yazılan yazılar gibi,
Hatıralar da yitip gider sessizce.
Yaşatmasını bilmezsen yüreğince,
Buğulu cama çizilen resimler gibi,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!