Bir uçurumun kenarıydı seni tanıdığımın baharı ve seni gizlice izleyişlerim ise günahlarımın en ağırı… Usulca yanaşıyorum yamacına. Tutunmasam sesine, tutunmasan gülüşüne düşeceğim sanki gözlerinin dehlizlerine. Biliyorum; Bıraksam ellerine yüreğimi, erir tüm buzdan kalelerim. Biliyorum; konuşsam sesinde solar cümlelerim ve biliyorum ki söylesem içimden geçen her şeyi, bütün büyüsü bozulur evrenin. Düşlerimi yitiririm, bir de sahip olamadığım gözlerini…
Zehirlediğim ruhumu kanatsa kirpiklerin, aksa zehrim içimden, dökülse yaşadığım şehrin nehrine yine de kurtulamıyor yüreğim mengenesinden ellerinin ve ellerin oluveriyor uykularımın cellâdı… Şimdi düşsem yamacından, bütün büyüsü bozulur gecenin, Uykularımı yitiririm, bir de sahip olamadığım gülüşlerini…
Demek gidiyorsun!
Hırçın, asi rüzgarlara bürünüp.
Demek gidiyorsun!
Biten yazla beraber ömrümden...
Demek bir yolcuydun yüreğimde,
Demek birgün çekip gidecektin sessizce,
Bu gece hiç uykum yok. Elimde, Ellerimde saçlarından bir tutam güneş kızılı saçın ve dilimde, düşlerimde sen varsın... Kokunu çekiyorum içime...Gümüş yağmurları gibi süzülen göz yaşlarımı sadece ve sadece yatağımda yatarken akıtıyorum. Kimseler görmesin istiyorum. Zayıflığımı, duygularımı görmesinler istiyorum...Bu yüzden gündüzleri tüm sevgimi tüm düşlerimi, tüm duygularımı askıya asıp saklıyorum dolabımda. Gece olunca takınıyorum yeniden hepsini...
Avuçlarımda bir tutam güneş kızılı saçın, bir elimde kokun, masumiyetin var... Baştan başa gecem sen baştan başa odam sen...
Hatırlıyorumda yatarken saçların yüzüme değerdi ve ben onları elimle iterdim. Yüzüm gıdıklanırdı. Şimdi ise elimde güneş kızılı bir tutam saçın ve ben onu yüzümde gezdiriyorum. Kokun kokuma, tenin tenime, gözlerin gözlerime karışıyor. Eriyorum yokluğunda...
Yazmayacağım artık.
Ne zaman yazmak gelse aklıma,
İçimde sevinçlerim, mutluluğum ölüyor.
Kağıda akarken hüznüm.
Ne zaman yazmak gelse aklıma,
Sana duyduğum hasret, bir çığ gibi büyüyor.
Ağlıyorum işte bu gece..
İçimde,senelerden beri biriken,
Bu öfkeyi,bu sevgiyi kusuyorum hıçkırıklara boğularak...
Yine kimseler görmeden,bilmeden ağlıyorum bu gece...
Bilmezdim ben bu kadar acı verdiğini ağlamanın.
Sen,büyük şehrin
Sevdayı bilmeyen güzeli
Ürkek bakışlı ceylanı
Pahalı vitrinleri süsleyen gülü
Ben ise;
Bir akşamüstüydü mabedime sığındığımda.
Karanlık, pusluydu insan kalabalıkları
ve mabedimin bir köşesine sinmişti hırpalanmış ruhum.
Ağır gelmişti bunca acıyı göğüslemek ve kaldıramamıştı yerle yeksan edilmeyi.
Ne olurdu bu kadar kapında bekliyor olmasaydım.
Şimdi karanlıklarda yüreğim.
Fırtına öncesi sessizliklerde...
İçimde, bir fırtına koptu kopacak.
İklimler bile birbirine girdi bu gece...
Yağmur muydu bu yağan yaz geceleri gibi sıcak ellerime,
Yoksa göz yaşlarım mı sığmıyor içimdeki sevgi sellerine...
Hep temenni etmekle geçiyor ömrümüz..İsteklerimiz düşüncelerimiz hep kursağımızda..Belkilerde keşkelerde kalıyor tüm söylediklerimiz...
'Keşke yanında olabilseydim' demeler 'Gelsem' yada 'Geleceğim' demeler.
Herşey ama herşey...
Görmek istiyorum seni çıplak gözlerimle.Dokunmak istiyorum tüm varlığımla.Kokunu hissetmek ta içimde...Ne zaman karar alınsa bir yerden birşey çıkıyor ve herşey yatıyor ve yine biz keşkelerde belgisiz zamanlarda kalıyoruz..Neden hala bu kadar istediğim halde sana ulaşamıyorum.Neden bu kadar engel çıkıyor.Neden aksilikler benim gölgemde...'Neden' soru zarflarının ardına gizlendi tüm isteklerim, arzularım duygularım...
Kadınlardı hayatımdaki büyük değişikliklerin mimarı.
Kadınlardı beni adam eden,
Beni yıkan, beni mahveden...
Kadınlardı ipe sapa gelmeyen duygularımı besleyen...
Çünkü kadındılar.
Cezvedici güzellikleri, bakışları, kokularıydı silahları
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!