Sus sus dedi sen konuşma
Konuşmazsan ölüyorsun
Ölme ölmeki sen yaşa
Ölürsen öldürüyorsun
Git git artık dedi gelme
Gece beni derin duydurur
Herhalde yıldızlar susturur
Beni benden alıp karanlık
Yine beni bana uydurur
Ruhumu şişeye kapatıp
Okyanusa salmışım
Biri görüpte alır
Ve de olur sanmışım
Muzdarip bir eda ile
Günler geçmez oldu
Düşünceye düşeli
Yüzüm gülmez oldu
Zaman An’a ineli
Gece hüzün oldu
Kan dolacak avuçlarıma
Terk edince göz yaşlarımı
Ve tenim yapışacak kainata
İçi boşaltılmış bir bedenden
Suretimi çıkaracak gökyüzünde
Buharlaşmış hayallerim
Üşüyorum...
Bembeyaz kar yağıyor yine istanbula,
Tıpkı senin gibi...
Üzerime yağışın gibi...Üşüyorum!
Uzaktan uzağada olsa,
Ve an olur ki
Ölüm gelir çatar,kanlı gözlerime.
Kainat bana sırt dönmüş,
Ötelere iteliyor,
Küskün ve yinede merhametli...
Ne istiyorsun benden?
Ben sende ne arıyorum?
Seni isterken senden,
Ben bana yalvarıyorum!
Kamçılanmış bir masal bu
Ne kaf dağının ardındaki güzel
Nede inci dolu hazineler var
Buruk bir his sadece
Yüce dost yalnızlığım var.
Ağlaşıyor içimde çocuklar,
Her biri bir köşede!
Yalnızlık hissimi unutturan,
Eşyanın ardındaki ruh!
Ve ilk gün ışıklarıyla,
Köpekleri ürküten görünmezlik!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!