Hasb-i hal
Ey gönül kulak ver bu sessizliğe dinle de dertlinin duy eyvahını
Kader mahkum etti bülbülü güle bir dalına kurmuş bey dergahını
Diyor ey sevenler gönül düşerde bir zülfü siyaha meyil edersen
Bir uyku uyusam, şöylece uzun…
Olana bitene, hiç aldırmasam,
Arada bir açıp, birini gözün;
Baksam ne vaziyet, ne halde tasam?
Bir uyku uyusam, şöylece yazın…
Hayal
bir şehir kuralım dostlarımıza
binasını sevgi kalıplarından örelim
daireleri gönüllerden oluşsun
çarptıkça yürekler
mutluluk aksın
Ha-y-at
Neden sürekli körsün çevrene
Biraz bakışlarını döndürebilsen
Yularını kurtarabilsen
Ama birde gördüğünü
Anlayabilsen…
Bir ağıt yükseldi, karşı evlerden.
Demek bir bedenin, defteri doldu…
El kadar et gibi, doğan devlerden,
Kocaman bir ceset, geride kaldı.
Doğarken başladı bedavacılık,
Dağıtır miras yedi
Eşe, dosta,
Yeni yetme ahbaplara…
Gören gelir…
Balık kokusu almış
Eşek arıları gibi,
Bir durak burası:
Üzeri açık.
Hayret! Hiç duvarda yok…
Bir bekleyen var;
Başı öne eğilmiş,
Yüzünde keder,
Siz beni çaldınız
Benden,
Dostumdan, evladımdan,
Ve eşimden…
Gelin kıvançla seyredin!
İşte bu, kalan leşimden.
Hoş
Ey sevgili artık gönüller yorgun
Gelsen de hoş şimdi gelmesen de hoş
Nice fırtınadan dallarım kırgın
Bilsen de boş şimdi bilmesen de boş
iki göz
yıldırm mı idi şimşek mi yoksa
bir anda gözümü aldı iki göz
yaş olup dökülse gönlüme aksa
bakıp can evimi buldu iki göz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!