Sana geldim baba
Haziranın üçüncü pazarında
süt kokan torunlarını, titreyen sesiyle anamı
karşı kıyıda yatan kızından bir avuç toprak getirdim sana
doğup büyüdüğün kokusu olmazsa olmaz dediğin
Sessiz sedasız geleceğim;
Sana doğru yol alırken ruhum..
Aşka dair ne varsa anlatacağım..
Ruhunuda ben alacağım…
Dikkatli davranacağım…
Evet.. Sevgili farkındayım…
Kolaydı aşık olmam sana…
Ama bir o kadarda zordu…
Ne kadar yakınsan o kadarda uzaktın bana...
Elimi uzatdığımda tuttuğum…
Bir o kadarda ulaşılmaz bulduğumdun...
Ne zaman umutsuzluğa kapılsam...
Ne zaman söze başlasam hele içinde birde sitem varsa
Pervasızca boy vermiş papatya susturuyor beni
Güneşte kavrulan yaprak gibi bir damla suya hasret
Bana suskun, sana suskun, hayata suskunum
Bir haykırabilsem kelam olup dökülebilsem
Yağmur olsam ağlayabilsem sessizce
Umutlarının yok olduğu anda
Bak çevrene
Bir dostun varsa eğer
Yanıbaşında dinliyorsa seni,
Paylaşıyorsa umutsuzluğunu
Elini uzatıp çekiyorsa
Şakaklarımda ıslak namlu ucuydu aşk
hüzünlü gülüşünde kanayan gökyüzüydü bakışların
mezar sessizliğinde yankılandı suskunluk
ruhuma çarparak çoğalırken yalnızlık
konuşmak istedim
sus dedi suskunluk
Bütün ayrılıklar bir kadının rahminden çalınmış
Issız can çekişlerimi duyma
Eşikte duran aşkın uçkurunu çöz
Savur günahlarını bakire bir adamın uçkurunun arasından
Göğsümün üzerinde küçük bir bölgesin sanki.
Oysa elimi uzattığım her yerdesin..
Konuşmam artık,
seni düş gibi göğsüme sedeften bir çiçek gibi işlerim
Ağaçların kırılmış dalları
yolunmuş yapraklarıyla
rüzgarın türküsünü söylüyordum dudaklarımda
soluyordu gülden oyulmuş yüreğim döşümün tam ortasında
bir çalı kuşu ötüyor çalıların ortasında
Hüzündür zaman şu garip yüreğimde
Yüzün gecelerime konan düş gibi melek misali
Ne hazindir ben solan bir gül
Sen ıtır kokularınla bir sümbül
Kapanırken perdeler düşlerimin üstüne,
Buğulandı camlar




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!