Örtündü şehir beyazlığa
kışın kasveti sardı dört bir yanı
canlansada eskilerden birkaç anı
bende yokluğun haritası
çıkmaz yollar ve bir labirent içinde
dönüp dolaşır odalar sıralı
Geçmiş olsun demekle geçmiyor
biliyormusun sancıların
bir yerlerde bırakıyor
pansuman edilmemiş yaralar
ardımda kınına saklanılmış vedaların
koşuyorken uzaklara
bakma öyle yüzüne
kadrini bilmez sen gibi
seni sevdim diyenler
bakma öyle yüzüne
adımlarını yağmurlara bırakıp
bırakıpta giderler
girdaba kapılmış yabancı duygular takıldı avuçlarıma her defasında belki dediğim umutlar kırıldı avuçlarıma bir zerre gözyaşı değerinde olmayan dostlar tükendi avuçlarımda kırılgan düşlerime yazılan mektuplar yırtıldı avuçlarında sonu hazırlanmış pejmurde ayrılıklar hayat buldu avuçlarında
Gecenin yanlızlığında
şiirler yazıyorum sana
bedbaht halimi sevdamı
ayrılığı yüksünen gözlerimi
satır satır tütüyor özlemin
gitmelerin mevsimini bekledin
yapraklarımı döktüm ardın sıra
hüsn ü kuruntu sandım ama
gitmiştin ve.......
ayrılık zor mevsim
Yoktum sen gideli
beklemeli son vapuru
beklemeli gitmelerin yok oluşunu
sonra adım atmalı iskeleye
gecenin yalnızlığına
tutsak bakışları salıvermeli
endişenin payesini
beklemeli son vapuru
beklemeli gitmelerin yok oluşunu
sonra adım atmalı iskeleye
gecenin yalnızlığına
tutsak bakışları salıvermeli
endişenin payesini
Benimle zorun nedir
bilemedim derdin nedir
içtiğim su değil zehir
öldürdün ölmeden beni
düştüm kapılarına senin
aman dilendim kalbinden
Yiğitler ordusunu dizdin mi
ön saflara
okçular hazır mı
atlar gemlendin mi
topçuların ne halde
istanbul...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!