/ insan(lığ) ın yapabildiği tek şey insan(cıl) laşamamak.../
teolojik bir muammadır beynimdeki travma
atomlara bölünür yaşam zerrecikleri
paradoks içinde can çekişir bu gayya kuyusunda
her ana 'gözü yaşlı yavrular'bırakır gider
/ bak aynı şey yine oldu kapıdan içeri gireni sen sandım.../
bir hasretlik türküsü oldu adın
ne zaman aklıma düşsen
gece yetiriyor güneşi kamer yüzünü düşürmüş çoktan
kümülüsler marsık soluyor asuman yangın yeri
mevsimler sayrı şehla gözler de yaş yanar toprak
ilahî şehirden göçüyor yakut kanatlı kuşlar
bilincimin gergefine işledim 'U' dönüşü olmayan acılarımı
ulak güvercindir kapımı çalan beyaz kanadıyla...
elinde rengarenk gülleri sırtında yağmur taşıyan
abdal derviş selamıdır aldığım
gecenin şarabi yorgunluğu yapışmışken bedenime
gözlerim mahmur gün ışığında
himmet et ustam! hele bir yol ver.../
daha bir kızgın doğar oldu güneş.
geceler leylim,
bulutlar kefen.
Hayat
yaşamaya mahkum olduğumuz
bir olgu ise
neden onu
kendimize zindan ederiz anlamam
ve neden
her gece yeniden
üzerime çekip umutlarımı
uğurluyorum geceyi
sessizce
üstelik ayık kafayla.
Ancak; doğurmakta umutsuzluğum
sevdasına pusulandığım ülkemin
sisli düşlerini taşırım dünya insanına
her doğuşum acıtır canımı
ve kanar yüreğim...
ondandır eksikliği bir yanımın aşk şiirlerine
şehrimin ışıkları
birer birer kararırken
geceye inat yakıyorum
duygularımın fitilini
hele de biraz şarabım varken
karanlığın en esrik yerinde
kalakaldı ellerimde
külden bir semah
döner savrulurum
savrulur dönerim
bu kaçıncı aldanışım
insan sıfatına
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!