Bu alem sanki ateşten bir deniz gibi
Boğuyor kan rengi alevleriyle hepimizi
Bir sıyrılabilsek şu zulmetten
Bir kurtarabilsek kendimizi
Dinmek bilmeyen bu azametten...
Anlamak,
koca bir düğümdü boğazımda
bir bıçağın keskin yüzüydü
Her şeyi bırakıp gitmekti anlamak.
Anneler Ölmemeli
Diyemiyorum,
Konuşamıyorum Allah'ım!
Anlatamıyorum içimdeki cam kesiği gibi
Beni yaralayıp duran şu sıkıntıyı...
Kaderinde yazılıysa bir sevda türküsü,
Ülken gibi seviyorsan bazı insanları;
Birlikte ilelebet yaşayacaksa bu aşk ülküsü
Rastlamışsan ömrünün baharına
Artık teslim olma vaktidir
Asûde
Derin bir sükûtun eteklerine sarıldım
Bir gitmek duygusu yerleşti
zihnimin orta yerine.
Bilirim senin kavgan değildir bu Asûde...
Ben en çok usul usul gidişine gücendim
Gittin, bir yanım eksik bir yanım yarım
Yoktun, yokluğuna kırıldım. Yok oldum
Söylesene iki yoktan ne çıkar Asûde Hanım?
Avaresi olduk bu kirlenmiş, pasaklı diyarın.
Paslı bir çivi gibi saplanıyor etime
Bu zaman denen muamma...
Gönül damarlarımdan kanlar çekiliyor
Sabır şırıngalarıyla...
Özlemin, bıçak gibi saplanıyor gövdeme,
Karlı dağlar engel olur gelmene,
İçim sızlar biri değse gölgene,
Esen yelden kokun gelir sevdiğim.
Bir şey var
Beni usul usul çürüten
Yüreğimi kor eden
Yakan, yıkan, yaralayan,
Umudumu tüketen bir şey...
Can-ı Bahar
Dağlardan ve vadilerden aşarak,
Bazen sürünerek bazen koşarak,
Biraz hüzünlenip biraz coşarak,
Seni arıyorum her an ey can-ı bahar...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!