Bülbül güle, yağmur toprağa, güneş ağaca;
Ateş suya, sinek batağa, çukur ayağa nispet edilir.
Sen aradın liyakatinde vardığın menzili
Sen istedin çoğul süprüntülerle, süprüntüelizmini… *
“Bataklıkta açan gülden sakının! ” vurgulu, Efendim mesajlı öznenin temsili **
Tek düze, tek kendi başka fikir yok
Makyavelist kalpazan, azınlık dikta
Her şey meşru değil çokça olana
Azınlık, çoğunluğa tahakküm etmez! .
Kur’an-ı duyunca sırtlan sürüsü
'La ilahe İllallah! .' tek cümle, tek derinlik
Adem’den Muhammed’e Peygamber çizgisinin.
Değişen zaman, kalıcı olanlar aynıdır inci tanelerinde
Derinlik ise Peygamberler çınarının dikildiği tarihle kök salmıştır…
Bir inci gitti, bir inci geldi
Beyaz kâğıt, üzerinde minik, siyah bir nokta
Sordum sorgumu; “Ne görürsünüz? ”
Ortak bir ses; “Bir siyah nokta”
Çevirdim kafamı sağa ve sola…
Oysa ne içtendi sorgum, çözmek için çözülenleri
Endülüs’ü düşündüm dün gece, Kudüs’ü düşündüm
Tarık Bin Ziyad’ı, Selahaddin’i özümsedim
Tarık’lar mı doğurmuyordu analar, Tarık’ları doğuracak ana mı yoktu?
Yoksa Selahaddin’lerin ekseni olan Kerbela’lar mı unutulmuştu?
Unutulan neydi o vakit yitik zamanlarda?
...Ve idrakimin orijin inkılâbı konuştu;
Teknoloji tanrısı (? !) vadilerinde, baş şeytan Usa’nın;
On sekiz yaşında, on sekiz genç kokain içerken bilgisayar önünden toplanan
Transa geçmiş şeytanın çocukları şimdi “Nokta Atışı Uzmanı” olmuşlar
Uydudan güdümlü füzeleriyle Ümmeti vurmak için, yedi yüz kilometre menzilden…
Bir zamanlar oynadıkları savaş oyunlarını; artık sanal dünyada oynamıyorlar
Kaybolmuştu aslan yavrusu sırtlan ininin yakınında
Öldü mü, öldürüldü mü bilinmez de hani
Sırtlanların Reisi görünce O’nu, alıverdi hemen inine
Topladı Kabilesini; “Bu bizim aslanlardan intikamımız olacak! ...”
Sırtlan gibi kürklendi, sırtlan gibi koşturuldu ve yedirildi
Bazen İskilipli Atıf misali bilge âlim, entelektüel kimlikte özdeş Beş bin Vaka-ı Vakvakiye
Bazen de Kızılderi’li Reisi Geronimo’nun karısının bağırsaklarındaki süngü soğukluğu
Bazen de Kıta Afrikası’ndaki Siyah İncilerin, endüstriyel hayata satılmaları
Bazen de Filistin Askısı’nda boy uzatma terapileridir soykırım…
Bazen istatistikî veridir Irak’ta, günde ortalama Yetmiş bir solan göz
Bir kıyam bıraktınız ki bize, her yerde mazlum şarkısıdır
Yetmiş iki yiğit, üç bin zillet ehline kafa tutarken
Yenilgi bilinse de, asâlet mânâsını bulmuştu o gün
Her gün Aşûra, her yer Kerbelâ…
Cennet gençlerinin Efendileri, kıyamın evrensel incileri
Eski Kasımpaşalı, çemberden geçmiş
Çelikten çeliktir o bilekleri
Takkesi, sakalı şimdi hacı O...
Espri, muhabbet, hiç de kibir yok
Açmış iki bakkal sermayesiyle
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!