Yaşamak; kıratın bakir şahlanışında, yelelerini uçuran nefes kükremesi gibi,
Bir uçtan bir uça Süleyman geçişlerinde, Hilal’in izlerinin imgeleridir
Yaşamak; Endülüs’te Tarık, Kudüs’te Selahaddin, İstanbul’ta Fatih girişli
Yaşamak; kıratın toynaklarında hasatlaşan toprakta büyüyen Osmanlı Çınarı…
Zamanı geçmiş
Soğutmaz artık
Değiştir gitsin
Bu nasıl derttir? ..
Otuz yıl oldu
Doğubeyazıt’tan sipariş duvar saati
Anamın, babamın evlilik yaşlarıdır tik takları
O'nunla geçen elli altı yıl
Şeker, kalp, tansiyon, romatizma derken anamda, babamda
O'nlarında geçen tam seksener yıl
Duvar saati de önce saat başı çın çınını kesti, sonra tik takını
Müminin diriliş muştusu, kader birliğidir o kutlu gün
Aynı anda secde eder yüz milyonlar
İçinde delik çoraplısı, siyahîsi, Iraklısı, Filistinlisi, Türkü…
Atom döner, Kabe döner, dünya döner, çiçek açar, ki emre teslimdir O'nlar
Alın değerken secdeye, bil; en yakın olduğun andır Sahibine
Gamlı Baykuş ne ötersin damımda benim?
Hüzün hüzünlüdür diyarımda sazım çalınmaz benim
Gözyaşından denizdir yüzdüğüm, aldanma! ..
Kekik kokan bağlarım yok, gönlüm sürgünde benim…
Devlet Üretme Çiftliği’nde battaniyeleri üzerine kırağı düşen seksenliklerim
“Bir eşeğim olmadı” diyen babam, “Bir gün görmedim” diyen anam
Sahilde Nisan yağmurunda zorla yürüyen ikiz yüreklilerim
Elleriniz ne kadar da yapışmış birbirine baston gibi
Acep, ellerinizin çatlaklarından mı elleriniz birbirinden kaymaz?
Bilirim, dizinizde derman, elinizde derman kalmadı…
Sen olmasaydın mutlakta orijin olanların döngüsünde;
Sola dönen semazeni, atomu, yıldızları, kozmosta sırra teslim olanları,
Yapraktaki sırrı, beyazı, Somali’de günde on pirinç taneli yaşam hakkı olanları
Tefsirde İbrahim’in iz düşümlerini bilemezdim yanmaya mana olmadan önce…
Geçmişten zamana zaman olabilmekti aslonan fikir fakirliğindeki zamana
Kökünde saygı
Gövdesi hürmet
Dalları destek
Meyvesi evlat
Gölgesi kanat olandır…
Hala aynısın kandırmaya dair her şeyi, herkesi
Ya şimdi ne değişti, sade kıblen mi?
Yuvarlak gözlüklerinden bakarken olgun imgeli (? !)
“Çocukken Teksas Tommiks okuyordum” dediklerine,
“Karşıyım hala” desende, yumuşak solsun sen artık…
Köpek havlamış Kurda; “Hav hav hav! ...”
Yakınmış da hani küçük bir tepenin üstünde
Dik ve mağrur, kendine yeten, kendinde duran fıtratıyla
“Besleme” yine havlamış; “Hav hav hav! ...”
Cevap yok; çünkü muhatap yok
Sadece boynunu hafif kırmış ve bakmış
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!