Nur yüzlü gül, gül kokulu
Nur yüzlü gül, misk kokulu
Nur yüzlü gül, aşk kokulu
Hasretiz, hasretiz sana
Özlemin;
Hû der, inler gönlüm
Hakk der, ağlar gönlüm
Görmek ister cemâlini
Erenlere, sorar gönlüm
Can erenler, dost erenler
Küfrün sesi, inletirken alemi
O sesi bastırmayan, diller utansın…
Zulmün postalları, çiğnerken ma’bedimi
On parmağı sağlam, eller utansın…
Kudüs kalemdir!
Küffar; tarumar ederken kalemi,
Rabb’im; günahkar kulunum
Kapındayım, af dilerim
Aciz, biçare kulunum
Kapındayım, af dilerim
Ne malım var ne de şanım
Mevlâ’m;
Yer senindir, gök senin,
İçerisindeki türlü âlem senin
Var eyledin âlemi yoktan, kat kat eyledin
Sonra Arş-ı Âlâ’dan seyran eyledin…
Sıyrıl kör nefsinden, etme şikayet
Zincirle nefsini, her daim şükret
Hakk’a tâbi olan, bulur selamet
Mevlâ’sı, kuluna, kâfidir elbet
Hakk’ın aşkı ile; dön, dön güle dön
Omzunda serpili, aslan kürküne
Ummadığın anda, bir kor düşecek
Meyletme dünyanın fani mülküne
Bu gün vardır; yarın, bir hiç olacak…
Rengârenktir dünya, kanarsın hemen
Hakk’tan geldi, Hakk’a döndü
Yüzü, gözü nur Muhammed
Nurların cihana saçtı
Ol Rabbine yar Muhammed
Hak bilirdi, hak söylerdi
Kalk ey Müslüman, namaz vaktidir
Namaz, Hakk’ı Rahman’ın emridir
Evvela al abdestini, nurlan
Sonra rahmet kapısına dayan
Aç seccadeni aşk-u yar ile
Hakk rızası için niyyet eyle
İki cihanın güneşi
Nur Muhammed Mustafa’dır
Alemlerin efendisi
Nur Muhammed Mustafa’dır
Rahmet olan seher yeli




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!