Ağlıyorum gecenin karanlığında.
Çekmişim üzerime hatıraları.
Pencerenin altındaki duvara
Dayamışım sırtımı,
Saklanıyorum
Kendimden kaçıyorum.
Gibidir Sensizlik ama ne gibidir adını koyamadım.
İsmin gibidir bendeki yerin.
Zühre fidan gibidir,
Ekşi bir kalp ağrısı tadında,
Mecnuna dönmek gibidir.
Yaş ölümün üçte biri kadar
Sarıp sarmalar Etrafını kara bulutlar
Ölüm sana bugününü sorar
Zullüm yarınını saklar
Çaresizlik güzelliğine zarar
Özlemlerin içindeyim yine,
Ara sıra volta atıyorum
Sensizliğin içinde.
Bir o yana bir bu yana.
Ayak izlerin var sadece yerlerde,
Gitmelerin yaklaşması var
İçerde derinden gelen
Sanki sanki bir saat var
Kilometresi kurulmuş
Hop diye birden bitecekmiş
Kaygısı var derinlerde
İstiyorum, söyleyemiyorum.
Düşünüyorum ama ürperiyorum.
Şimdi korkak tenimde yaşıyorum,
Seni geri döndürememenin
Soğukluğunu.
Terkedişinle beni zindanlara mı? attığını sanıyorsun.
Sen gidince ben hapsolur muyum? sanıyorsun
Özgürlüğünü kalbime kilitledim diye mi? düşünüyorsun
Ben zaten özgürüm.
Farketmez dört duvar arasında olmak
Bir kum torbası gibi,
Her defasında vurdun kalbime.
Kabuğuma sığınmak istedim
Kaplumbağa misali.
Ama benim aşkım ortada,
Vur bütün hırsınla.
Gizli kapaklı sakladım
Hep en arka sıralarda
Seyretti Gönlümde aşk
Kalın bir kapı çektim üzerine
Anahtar deliğinden
Yine bir Eylül akşamı.
Soğuk bir rüzgar esiyor,
Pencerenin kenarından yüzüme.
İçim ürperiyor.
Kalbim son çeyreğe
Girmiş bulunmakta.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!