Bak, şimdi yazacak bu kalem seni
Elim kalbi tutar, değil kalemi
Ne gelirse akla, olsun nedeni
Bir satır sana ait, diğeri bana
Sen benim sevdalım oldunsa ne var
Sen söyle
Kaybetmenin kıyısında durduğun anları hatırla hani
Ne demektir anlatsana hadi
Arafında kaldığında güne
Doğuşu varken şafağın
Dönmek ne demektir karalığın çukuruna
Kalsam
Adının baş harfini eteklerinden yakalasam
Koca çınarsın içimde yaşayan ki heybetinle
Tutunsam dalına salıncak olsam
Kalsam
İlk defa dün akşam özledim
Kuytularda saklanan o kırıntı sevgiyi
Dün akşam arsızdım, istedim
Çürümeye yüz tutmuş o köhnemiş kimliği
Dün akşam hırsızdım çaldım
Yalandan saray yaptım
Yine yoksun
Kapandı yollar
Yürümek yasak sanki
Gitmiyor adımlar
Yine yoksun
Yasla sırtını
Taş duvar değil bağrım üşümezsin
Az bir rahat ol telaşlanma
Ben buradayım her daim
Yarın nerede diye düşünmezsin
Y arım kaldığım anlarımın resmi
A klımı yitirişime tanık
R üyamdaki en güzel kız
Y olların çıkmazı sanki
A laca karanlığım
htmlP align=centerDIV style='BACKGROUND-COLOR: #333333'/pfont face='Monotype Corsiva' color='e2b7e3' size='2'
blockquoteSana gel desem
Sana tapumu versem
Al ki bir aşk inşa et ve üstünde
Dilediğince bir hayat sür desem ne yaparsın
Bir ördek varmış. Rengi maviymiş. Kendini hep çirkin bulurmuş. Kardeşlerinin içinde tek mavi renkli oymuş. Günler geçtikçe daha da yalnız kalmış. Herkes ona farklı bakıyorlarmış. Yaşadıkları çiftlikteki bütün hayvan arkadaşları onunla alay ediyor sen ne çirkinsin diye dalga geçiyorlarmış. Kardeşlerinin hepsinin rengi sarıymış.
Küçük ördekler sarı olurmuş ya ama bizim mavi ördek değişikmiş. Günler geçiyor ve arkadaşlarıyla arasındaki soğukluk büyüyormuş. Mavi ördek gezmelere bile yalnız gidiyormuş. Kardeşleri de onu farklı görüyor çirkin diyorlarmış. Mavi ördeğin annesi onu teselli etmek istiyormuş ama diyecek söz bulamıyormuş. Sürekli ben neden maviyim diyormuş. Çiftlikte her geçen gün daha çok sıkılıyormuş. Kaçmayı düşünmeye başlamış. Çok uzaklara gidecekmiş hayalinde. Ve…
Bir gün çiftliğe bir adam gelmiş. Ve onu görmüş. Gözlerine inanamamış. Ve sahiplerine gidip onu sormuş. Adamlar konuşuyorlar ama o bir şey anlamıyormuş. Sonra sahibi bir kafesle gelmiş. Onu yakalayıp kafese koymuşlar. Annesi ve kardeşleri çaresiz seyretmişler. Hatta kardeşleri onun gittiğine sevinmişler. Uzun bir yolculuktan sonra kocaman binaların olduğu bir yere gelmişler. Her tarafta insanlar varmış. Bir süre sonra yeni sahibi onu alıp bir bahçe içinde bir küçük kümese koymuş. Burada yalnız başınaymış. Her gün önüne çok güzel yemekler koyuyor onunla zaman zaman anlamadığı bir dilde konuşuyor o ise sadece ona bakmakla yetiniyormuş. Büyüdükçe tüyleri parlamaya rengi daha bir canlanmaya başlamış. Boyu uzamış ve kocaman kanatları olmuş. Sonra bir gün sahibi onu kümesinden almış. Bir arabaya koyup kocaman binaların arasından gitmeye başlamışlar. Ve bir süre sonra içinde o zamana kadar hiç görmediği bir sürü hayvanın olduğu bir yere gelmişler.
değmedi gidişine
adını yazmışken
aklımın en ücra köşesine
ya sen desem farketmez mi?
değmedi ağlayışa
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!