Gecenin karanlığında
süzülür bir mazlumun gözyaşı
damlar kainatın tam ortasına
savaşı, kanı vahşeti
böler ruhlarına insanlar
acılarına ses vermez diğerleri
İnsan çıkmalı arada sırada yüreğinin menzilinden
başka yüreklere misafir olmalı.
Dinlemeli can kulağıyla
başkası ne der, ne ister sık sık empati kurmalı.
Bir ayağı bencillik illetinde
bir ayağı maduriyet duygusunda olmamalı.
Güneş ufukta kızıla döndüğünde
yine sevgiyi yad edecek yüreğim
akşamın hüznüne sarılarak ben
eski günlere geri döneceğim
Anılar çalıcak gönül kapımı
Sen;
sakız, şeker, çikolata beklerdin
şefkatle uzanan ellerden
ben;
sevginin en yalın haliyle
saçlarımı okşamasını
Görünmez olup gidiyorum
bir kızılçamın gölgesinden...
En son;
seninle yaslamıştık sırtımızı
o serinleten gölgesine kızılçamın.
Elele, gözgöze
Hayata yorgunluğumu dinlendirdim ıhlamur gölgesinde
Kokusu genzimde bir şölen, serinliği anne şefkati gibi
ömür yolum daha ne kadar uzundur bilinmez
kaç köşe başında yakalayacak acılar, dertler beni
hazır mıyım? Hazırım evet dolu dizgin koşmaya
yorulup yorulup, soluklanacağım bu ıhlamur altında
Bilinmezlerin peşine düşmedikçe
gerçek, hep eksik kalacaktır
tek bir şüphe çabası bile
bizi korkunun ellerinden kurtaracaktır
Duyarsızlıklarımız kendi darağacımız
Soluduğumuz havada vardı hüzün, neşe
hepsinden biraz işte..
Bir yol ayrımında baktım ki yolumda hasret
koştum yanına ayrılığın tuttum elinden
bulaştı ellerime özlem
bulaştı ellerime hüzün.
Kaoslara doğmasa hiçbir bebek
yaşamın musalla taşında
çiçekler açsa.
Anne sıcağıyla uğurlansalar
pespembe ömürlere.
Çelik kurşun gözlerle, beni düşmanın seçtin
Kış ayazı sözlerle, bağrımı delip geçtin
Eller kıskanır bizi, bitmez şen muhabbeti
Nefret kötünün kiri, aşmasın sevgimizi
duygu yüklü şiiriniz okurken hislerim kabardı anneme seslenmek geldi içimden.evet çocukluktan ölüme herşeyimiz anneler,annelerimiz...nefesimiz...içtiğimiz su...kutluyorum..saygılar...
çok cici samimi içten ve bu içtenliğini dizelere döken tatlı güzel yürekli bir melek o onu çok seviyorum