ALTI ŞUBAT (GÜNEYİM)
İki deprem olmadı bu gün;
Bilmem kaç yüz bin deprem.
Yıktı geçti can evini canların
Yaktı yüreğini vatanın.
(Damla gözüyle)
Adıma olsaydı benimde,
Bir şarkı bir şiir, noktası virgülüne…
Ezber eder, mıh gibi kazırdım beynime
Bir yazan olsaydı; taşırdım ebediyete.
(GİRESUN)
Bir utancı gizler gibi
Duman inmiş kaleden aşağı.
Görmesin, dedesi Osman Ağa.
Kahpe pusuya gelmiş uşağı.
Ağırım bu gün kendime.
Devlet gibi, kasvet dolu her hücre .
Ne yana baksam hukmedis, debdebe.
Hainler kol geziyor,mazlum icerde.
Kanımda istilacı virusler.
Çiçekler topladım sana
Bir sürü, demet demet isimlerini bilemediğim,
İçlerinde en güzeli sarıpapatya.
Belki sana benzediğinden ya da ben çok sevdiğimden,
Sana sevgimi en iyi onun adıyla ifademden kim bilir...
DÜNDEN BUGÜNDEN
Renk hiç değişmedi
Kan kırmızı al bayrağım
Nedense,ay ile yıldızı
Bir türlü buluşturamadım.
Hani can gibi sımsıcak,
Korunası ürkek.
Taze bahar kokulu çiçek
İnce cam dokunsam kırılıverecek.
Ak tende pamuk yumuşaklığı.
Vay!
Anasını sattığımın dünyası
Yiyeceksin mirası tatlı-tatlı
Kimin umurunda garbın afakı
İman dolu serhat nerede kaldı.
Meşrebine göre
Güveni yok bileğine.
Yine bir yenisini ekledi
Kahpe bu gün Kayseri'de.
Yiğitlik ister,
Hadi sakla şimdi
Gözyaşların hariç ama.
İnanmam,çünkü timsahlarda yer ağlaya ağlaya.
Ağıt yakma
Nutuk asla. Nafile!
Hiç inandırıcı gelmez, olduğu kadar Rabia’ya.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!