AKIL ŞİİRLERİ

AKIL ŞİİRLERİ

Seçil Karagöz

Deli olduğunu düşünmeyesin,
Zira sen gerçekten pek akıllısın.
Akıl pazarlanmaz; akıl şov yapmaz;
Adını deliye çıkartmayasın!

Akıllı bilse de, ‘Bilmiyorum! ’ der;
Ne görür, ne duyar; kanıksayasın.
..

Devamını Oku
Bayram Kaya

35]Hele gençleri asmak için, asılma yaşını, yasaya uydurmak için, bu çağda, düzmece kemik yaşıyla büyüterek, hukuki kararlarla suçluyu asmak, aklın almayacağı, toplumsal temeli sarsacak girişimler iken, suskun kalan mangalda kül bırakmaz aydınlar ve siyasi hükümetdirler bunlar. Bir yasa çıkarışla bunların hukusuzluğunu devlet olarak onanmazlığını ilan edemezler. Bilmezler ki insanlar insan kurban etme yamyamlığını binlerce sene önce, eşdeğer kıldığı bitki ve hayvanları kendi ile eşitleyerek kurban edip, onları saygılaşan, totem kılan, uygarlaşmayı çağlar önce başardığı halde, hala; kan akıtmadan asmak; kesmek; öldürmek fiillerine kılı kıpırdamayan öke kahramanlardır, bu aslancıklar!

Bu hukuksuzluğa, böylesi iletişim çağında, bu örgütlülükle, engel olamayan, sözde aydınlar; kılını dahi oynatmayıp kılını kıpırdatmayan, böyle bir tutumun tavır alınışının beklendiği anlarda, toz olan zıpır, güya haktan yana savunucular! Müflis tüccarın eski defteri karıştırması gibi, edimlere başvuruyorlardı. Şu da gerçek ki, hiçbir şey eleştiri ve inceleme alanı dışında tutulmamalıdır. Ama bunları yapar iken de, halka karşı makul mantıklı gösterilecek tutumlarının olacağı yerde, akıl karıştıran, maksatlı bir akıl argümanların olumsuzlukla propagandif olacağı da, göz önünde bulundurulmalıdır.

Oysa güncelin ve dünün kıyaslanmasında kriterler çok farklıdır. Kıytırık tartışmaların görmezden geldiği de budur. Hâlbuki birinde, yani İstiklal Savaşında, genelin var oluşu ve genelin yararı söz konusudur. Genç Cumhuriyetle oluşan yeni kurucu meclisin,i müesses nizamla daha yeni yeni belirir ve otoriter oluşu, söz konusudur. Oysa güncelimizde ise kurulu bir düzen vardır. Bugünkü anlayışsal kurallarla, geçmişin kurallı uygulamalarına dek olanlarıyla demokrasi adına, dama taşı gibisinden oynanmaktadır.

Bugün sizlerin geleceğe sorunlar aktardığınız gibi, geçmişin; cumhuriyetin, 1915’in, 1876’nın, 1839’un vs. günümüze aktardığı problemleri vardı. Yaşayan dokunun hataları, fevrilikleri, öznellikleri, muktedir olamayışları ve akıl edemeyişleri, hepten olanaklar dahilinde kimi görülmesi gerekenlerdendi.
..

Devamını Oku
Hüseyin Durmuş 3

Boşuna uğraşman, kanlı katiller,
Sizin gibi azgın insan olamam ben.
Üstünüze lanet söylerken diller,
Bu feryatlardan ayrı kalamam ben.

Kardeşliğe kurşun sıkmak ne akıl?
Bu akılsa? Sizin akıl çok sakil.
..

Devamını Oku
Sedat Hünker

Vesveseyi baştan bir yana atmak
Cenabı allahı akıla düşmek
Akıl sağlığını başına katmak
Cenabı allahı akıla düşmek

Anlama artışı başlara doluş
Yetenek dopdolu birisi oluş
..

Devamını Oku
Bayram Kaya

Sosyal seçmeli basınç ve yönetim; ezoterik anlamalarla zaten baştan beri olan bir muktedirlikti. İnsanlık kendi gereksinmelerini doğada bulduklarıyla yetinmeyip, gereksinimlerini kendisi üretir duruma geçmesiyle beraber, sosyo toplumsa yapının örgütlenmesi gibi bir sorunla da, karşı karşıya kaldılar.

Bir sosyal yapılı, etnikti uzman muktedirlik, başka etnikti uzman muktedirliklerle girişti. Böylece sosyal etnikti tekil kültür devinim alanının süreci yarıldı. Dıştan başka bir sosyal yapı kültürle girişen olguya dek olaylar, tekil etnik yapının zamanını büyüttü. Süreç zamanı tek tip kültür yerine, en az iki kültürün zaman dilimi girişmelerine akış vermişti. Bu akışı denetleyen tekil bir kutsal sosyal kültürlerle; bir de uzman üretim ilişkilerine dek plural kültür, rutin işlerin örgütlenmesi belirlemiştiler.

Tekil sosyal birlikti etnik seçmeli basınç, çoklu anlayışını yeni düzlemsel sürecin önüne koymuştu. Süreç hem çelişkilerini, hem kendi dinamiğini akıl eder erbapların dikkatine sunacaktı. Kronolojik olurla tekil seçmeci olan sosyal basınçlı yönetimle, yeni uzmanlık alanlı çoğul yönetim; bir sentezle yönetim birliği zaman içinde bir birliğe doğru gittiler. Yönetimin tekleşmesi, birliği; çeşitli varyasyon girişmeleri sonunda, mutlakça bir tekil egemenlikle yönetir olmayı ortaya koydu.

Sentez sürecin işleyişi süreç bütünü içinde derişim farkları ve bu farkların kendi ağırlık yoğunlaşmasını biriktirmeğe başladı. Artık yönetime dek süreç, bir örgütlü organik çözeltinin derişiğinde olur iletişim olmayıp, her bir yoğunluk kendi kesikli ve kopuk topaklanma erkini öne çıkarmayı ortaya koyuyordu.
..

Devamını Oku
Mustafa Cilasun

Mahzun nefesler sadıktır, aşkın ve sabrın turabıdır
Umut onun kalbinde çok anlamlıdır, ruhu hakka yakındır, sıtkın farkıyla afa-ı hicrandır
Aşk, teni ve nefsi terbiye eden nizamdır, nefesin kübrasında sadıktır, vuslat için can atandır
Her cehtin ilgasında aşk yoksa, sabır ve kanaat bilinçten uzaksa acı kardır, elemde aşikardır



..

Devamını Oku
Seyfi Karaca

Paydos buyruguna topragi ve tabiati önkosullanmamis insanlik dünyasiydi, hatirladigi kadariyla gözün alabildiginden uzak ve aklin hayalin yorulabildiginden daha ötelerden sinirsiz sonsuzlugunu kavrayip anlayabildigi degerliligin hangisine yetisir özümsenirse birdigeriyle cogalip zenginlesmeye kolkucak sardigi.
Sevgi dedikce sorumluluga sorumluluk dedikce bilgiye bilgi dedikce cesarete cesaret dedikce katilimciliga katilimcilik dedikce özgüvene özgüven dedikce özümsemeye özümseme dedikce emege emek dedikce vicdana vicdan dedikce akil fikir birikimine akil fikir dedikce düzene dengeye düzen denge dedikce sagliga huzura ve kaynagi bitmez tükenmez yasama sevincine, dönüp dolastigi dünyayi dara zora sokmadan ve yitirilmemis hayal ve düsüncenin hayata cagrilip söylenen büyük bestesinde ormanla denizle dereyle sincapla ugur böcegiyle kurbagayla kuzuyla cimenle bulutla ayni nice ve nicelercesiyle duyan bilen sezen yüklenen ve tasiyan damarlardan toplanip ….
Yokluklariyla bunalip bogulmanin eninde sonunda dagi bagi suyu yagmuru cileyi örgüyü cicegi buydayi evi sokagi uru kökü soyu sülaleyi toplumu düzeni dünyayi bozup kurcaladigi kadar siddete kavgaya gecimsizlige nefrete küslüge kofluga kokusmusluga huzursuzluga ve mutsuzluga davetiye cikararak insanligi kangrene dönen kisiyi kiyassiz ölümcüllerle kapatip kilitleyecek olan kusatilmisliga henüz kendi haline terk sogulmamis sogumamis cöllesmemis coraklasmamisken her kisi…
Cantayi esikten hasir kilim serili sekiye atar atmaz dünyasi parsel paftalariyla haciz damgasi yememis sinirsiz sonsuz kurdun kusun yozun kertenkelenin kaplumbaganin sümbülün salkimin sögüdün kevenin kengerin alicin alecigin akli fikri düsüncesi özü esasiyla yasama sevinci sonsuz ve sinirsiz cocukluk dünyasiydi…
Sonra sanatin sinemanin müzigin egitimin ulasimin sevginin sayginin sorumlulugun aklin bilginin inancin kültürün birikimin ilginin paylasimin emegin adaletin varligina hükmsüzdür manasina gelicilikle son vere vere, soygun sömürü yagma talan vurgun ganimetcilliginin aldatildikca aldatan gamimet servet saltanatciligi haydut haramilini egildi büküldü yamuldu yamandi ve tapindi insanligina son verdikce semirip serilmeyi sivtinip kertinen coraklik.
Buna sebep ayni kurak kapali giselilikten ekmegi suyu topragi akli fikri niyeti emegi gayreti planli programliligin kin kusucu ve nefret güdücü endiseli kuskulu kisitli ve karamsar kendi duvar duvara kalin kabuguna kapanmisligin derinlesmesinde yagma hirs haram sömürü soygun sapkinligini simsiyahlasmaktan baska hayati olmayan sinema sanat egitim müzik medya market ve edebiyat, ön kapaklara veya cadde yol kenarlari afislesmesine daima haril haril calisip isleyen aruzanin günlük menüsünü, dakkalik günlük aylik ünlülerini birincilerini kaynak aktarici ve duruma icat edilmis insan saglayicilari olarak listeye siralar veya yazili icabi bitmis listeleri yenileriyle gicirlastirip tazelestirirler.
Stephan Hawking…
..

Devamını Oku
Mustafa Cilasun

Katre-i matemi sen hiç bilirmisin
Seraplaşan gönlün melalini işitirmisin, aşkın firkaşleştiği anın acısını hissedermisin
Akıl ve izandan yoksun birşekilde kanaat etmenin, gerekçelerinde ki sancıyı bilmemenin
Vaktin mağfiretleştiği hilkatle hamdetmemenin, ruhun nidasında işitilen vecd-i titremenin



..

Devamını Oku
Fuat Gürsoy

Dünya bir gemidir akıl pusula
Aklını kullanan Allah yolunda
Şaşmayın doğrudan uyun usüle
Aklını kullanan Allah yolunda

Aklı olan mesul her amelinden
Çalış rızkını ye hep helalinden
..

Devamını Oku
Bayram Kaya

İşte yalın ve karmaşan yansıma, çevrimli tekrarlar akıl ve bilinç olmakla; öznel dünyada yeni bir yansıma alanı olmakla; düşünceydi. Denebilir ki düşünce ve eylem aynı andadır. Biri diğeridir. Yani eylem düşüncedir; düşünce de eylem olmakla aynı anda ve ilktirler. Ama aynı anda olanın arasında bile bir faz farkı vardır. Bu faz farkı, saniyeyi ve saniye altını, parçalı hale getirir.

İşte aynı olanın; geciktirilen, engellenen kısmı, faz farklı yansımadır. Faz farklı yansımanın öncesi sonrası içinde yansımalara etkiyen ve bu yansımalardan etkilenen olmakla; görece olan faz farkı düşünce ve eylemi oluşturmaktadır. Bir olgu ve olayda düşünce faz farkı önde iken, eylem sonradan olmakla eylem bu düşünceye göre ortaya konabilir. Kimi durumlarda eylem olanın faz farkı önde iken; eylemin düşüncesi sonradan ortaya konabilir.

Yani süreç içinde aynı olanla, birlikte olanın; tıkaçlanması, sürtünmeli olması, geri yansımalı olması, ileri yansımalı durumlarla karşılaşması içinde süreç parçalı ve faz farklı duruma dönüşecektir. Sali saniyeler içinde onlarca, binlerce faz farkı veren parçalı oluşlar demek; eylemseli olanın düşünseli; düşünseli olanın eylemseli, olması demektir. Yani faz farkı, görece olanı ortaya koymasıyla; eylemseli olanlar (frekanslar) çeşitlenmektedir.

Bir yerde etki olan, eylemseli; diğer yerde akıl ya da düşünce veya zekâ, olmakla görece olmuştur. Fırat olup akan eylemseli durum ile faz farkını veren tıkaçlı durumuyla Keban Baraj gölü olan Fırat, görece ve yaptırımca birbirinden farklı zaman durumlu yansımalarıyla olan farkı bize öznellik yansımasıdırlar.
..

Devamını Oku
Mustafa Cilasun

Kelimeler o an manasıyla ahenkleşiyor
Yazılan ne varsa aşkın lisanından hakikatin lahzasını şehrediyor, kalbe sürur veriyor
Yaşamak nefes almaktır diyor lakin aklın ve izanın mubadelesi kalbin hicranıyla meşk ediyor
Nefsim ne kadar bu minval üzre raks ediyor sazendenin bin hüznünü sahnede aşikar eğliyor



..

Devamını Oku
Mustafa Cilasun

Ne zaman fikretmeden düşünsem zandır
Bilmem ki bu kalpte akıl ve idrak hangi vaktin şadı için bekleyen nam-ı hicrandır
Ufuk karanlıktır, maslahat içinden çıkılmaz bir zamandır, azimet hanif kullar için azıktır
Neyi ve kimi gömersen göm, mazi ve ati lahzasında unutmayalım ki sadık şahirler vakardır



..

Devamını Oku
Emre Badıl Akbay

Bu insanlar ne buldu ki ölümsüz, tek yaşıyor?
Bunları akıl almaz ki şeytan dahi şaşıyor!
..

Devamını Oku
Atakan Kartaltepe

Yaşın geçmiş altmışı, olmamışsın be kızım!
Almış bir çok eğitim, dolmamışsın be kızım!

Senden isteğim ne ki selâma, selâm vermen,
Yoksa sakın sanma ki benle bir vasl’a ermen(!)

Bak ki kaç gün geçti de olmadı bir kelâmın,
..

Devamını Oku
Bayram Kaya

Batıdaki azizler bizim keramet sahibi ermişlerimizin, şıhlarımızın, karşılığıdır. Örneğin bir ilginçlik olsun diye Aziz Francis etrafında örülen mucizeleri aktarayım. Bu şahıs Hindistan, Çin ve Japonya'da uzun yıllar yaşayıp misyonerlik yapmıştır. Burada; Japonya'da, 1552 yılında ölmüştür. Uzun uzun hem kendinin hem arkadaş grubunun misyonerliğini anlatan, pek çok mektupları vardır. Mektuplarda Hiçbir keramet ve mucizelerden bahis ve ima dahi yoktur denir.

Dahası bir başka aziz; Jode De Acosta; Aziz Francıs'in paganları Hıristiyan yaparken Hiçbir mucize ve kerametten yararlanmadığını açıkça anlatır. Francis mektuplarında japon çevirmenlerin iyi çeviri yapamadığından ve çevirmen azlığından da bir hayli yakınır durur olması hayli manidardır. Yani Japon dilini bilmemektedir, ya da en iyimserlikle, kaldığı süre içinde kem kümlü işaretleşmeden öte gitmemiştir.

Tüm bunlara karşın, adam öldükten hemen sonra, adamın başında örülenler pişmiş tavuğun başında geçmemiştir. japon dilini öğrenmede olağan üstü yetenekleri olduğu söylenmiş. Gemide susuz kaldıklarında, deniz suyunu; içilebilir suya dönüştürmüş! Denize düşen haçını bir yengeç alıp getirmiş. Bunun bir başka varyantı da denizdeki fırtınayı dindirmek için haçı suya atıp, badireyi önlemiştir. Yani adamın gerçekliğini küçülten olağan üstülükler, birilerinin sömürülen iman merkezinin odağı olacaktı.

Birinin aziz olması için kilisenin ispat edip onaylaması lazımdır. Yüz sene sonra 1662 yılında papa onun dil öğrenme konusundaki yeti ve başarısını! Resmen onaylamıştı. Artık o bir azizdir, ne söylense lezizdir.
..

Devamını Oku
Oğuz Altun

yok akıl alacak gibi değil,
küssem de zaman zaman
çıktığım sokağa, çalıştığım mekana
ve de içindeki maskeli kalabalıklara
düşün “metre kareye 6 bin mermi çekirdeğini”

yok akıl alacak gibi değil,
..

Devamını Oku
Mutlu Ayar


DIŞ ÇELİŞKİ ÜZERİNE:
* Temizliğiyle övünüp temizlikçisini aşağılayan “adamlardan”
olma.


AKIL VE ZEKA ÜZERİNE:
..

Devamını Oku
Aziz Dengiz

Sevgili nedir bu yabanilik ne bu hal
Öyle düşman bakıyorsun ki akıl erdirmek muhal...
..

Devamını Oku
Selçuk Yıldırım 2

Görünen ve bilinen herşey O' ndan işaret
Göz gördüğünden, akıl bildiğinden ibaret...
..

Devamını Oku
Umut Suci

Beyinin merkezi akıl.
Kalbin merkezi vicdan.
Akıl iyi kötüyü emir eder.
Kalp ise sevgi ve aşkı.

Deryanın oluşması için damlaya.
İhtiyacımız var.
..

Devamını Oku